Congratulations!

[Valid RSS] This is a valid RSS feed.

Recommendations

This feed is valid, but interoperability with the widest range of feed readers could be improved by implementing the following recommendations.

Source: http://aysed.blogspot.com/feeds/posts/default?alt=rss

  1. <?xml version='1.0' encoding='UTF-8'?><rss xmlns:atom="http://www.w3.org/2005/Atom" xmlns:openSearch="http://a9.com/-/spec/opensearchrss/1.0/" xmlns:blogger="http://schemas.google.com/blogger/2008" xmlns:georss="http://www.georss.org/georss" xmlns:gd="http://schemas.google.com/g/2005" xmlns:thr="http://purl.org/syndication/thread/1.0" version="2.0"><channel><atom:id>tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395</atom:id><lastBuildDate>Fri, 16 Feb 2024 19:57:02 +0000</lastBuildDate><category>ŞİRİNEMDEN SEÇME SÖZLER VE YAZILAR</category><category>İlginç ve garip haberler</category><category>FARKLI TADLAR</category><category>ŞİİRLER</category><category>HİKAYELER</category><category>ŞİRİNEMİN MUTFAĞI</category><category>ŞİRİNEM SEÇME RESİMLER</category><category>YAZARIMIZ ŞİRİNEM</category><category>ŞİRİNEM SEVİLEN ŞARKILAR ŞARKICILAR</category><category>ARKA PLAN RESİMLERİ</category><category>BİTKİ ÇAYLARI</category><category>YAZARIMIZ GÖKKUŞAĞI</category><category>MİMLERİMİZ</category><category>EL EMEKLERİMİZ</category><category>HAFTASONU GÜZELLİKLERİ  (İZMİR)</category><category>BİZİM BAHÇENİN GÜZELLİKLERİ</category><category>TEKNOLOJİK YENİLİKLER</category><category>ÖDÜLLERİMİZ</category><category>DOĞUM GÜNLERİMİZ</category><category>HAFTASONU GÜZELLİKLERİ (İZMİR)</category><category>VİDEOLAR</category><category>ARMONİ</category><category>AYSED</category><title>@ysed</title><description></description><link>http://aysed.blogspot.com/</link><managingEditor>noreply@blogger.com (Gökkuşağı)</managingEditor><generator>Blogger</generator><openSearch:totalResults>1537</openSearch:totalResults><openSearch:startIndex>1</openSearch:startIndex><openSearch:itemsPerPage>25</openSearch:itemsPerPage><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-3059241632977672422</guid><pubDate>Wed, 27 Oct 2010 10:58:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-10-27T14:45:40.875+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">İlginç ve garip haberler</category><title>VİTAMİN DEPOSU SEBZE VE MEYVELER</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9NXgpDsqgzcnrvaNjHXUBtKEYfP0-HzzXHRJKQ8RyqKlsdAdqIUsFWOGLgtzUimHaWd5qEv00T9RlPoHrVDbeQnmObJsE4vGkdyvU5EqIDGlVXQqVFSatlJsO-ZmNJejyAJ5sPTqJahM/s1600/sebze-meyve-beslenme.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 265px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9NXgpDsqgzcnrvaNjHXUBtKEYfP0-HzzXHRJKQ8RyqKlsdAdqIUsFWOGLgtzUimHaWd5qEv00T9RlPoHrVDbeQnmObJsE4vGkdyvU5EqIDGlVXQqVFSatlJsO-ZmNJejyAJ5sPTqJahM/s400/sebze-meyve-beslenme.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5532690643289778402&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Artık hissetmeye başladığımız kış ayını sağlıklı bir şekilde atlatmak için ,yediklerimize içtiklerimize dikkat etmeli   bol bol vitamin almalıyız.Ben şahsen fazla ilaç almaya karşı olduğumdan bu tür vitaminleri  taze sebze ve meyvelerden karşılamayı seviyorum.Buyrun bakalım hangi sebze ve meyvede ne tür bir vitamin bulunuyor öğrenelim, genellikle hepimizin bildiği bir konu ama arada atladığımız yerler kalmasın diye bu güzel bilgileri paylaşmak istedim umarım faydalı olur.Sağlıklı ve mutlu kalmanız dileğiyle...  &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;A Vitamini &lt;br /&gt;Vücudun gelişmesi, göz sağlığı, solunum sistemi ve sağlıklı bir cilt icin gereklidir.&lt;br /&gt;Karaciğer, yağsız et, süt, tereyağı, yumurta, yeşil ve sarı sebzelerde bulunur. &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;B Vitamini &lt;br /&gt;B-1, B-2, B-6 ve B-12 vitaminlerini içine alan gruptur. Iştah, sindirim ve sinir sistemi için gereklidir.&lt;br /&gt;B grubu vitaminler; tahıllar, yağsız et, böbrek, yürek, beyin, karaciğer, yerfıstığı, tavuk, ceviz, yumurta, kepek ekmeği ve yağlı tohumlarda bulunur.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;B-1 Vitamini &lt;br /&gt;Buğday, pirinç, mısır, yulaf, darı, çavdar ve bunlarla yapılan besinlerde, kepek ekmeğinde, mantar ve bira mayasında bulunur.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;B-2 Vitamini &lt;br /&gt;Süt, peynir, yoğurt ve koyu yeşil yapraklı sebzelerde vardır&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;B-12 Vitamini &lt;br /&gt;Karaciğer, et ve yumurtada bulunur.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;C Vitamini &lt;br /&gt;Vücudun direncini artırır, mikrobik hastalıklardan korur, dokuların ve diş etlerinin sağlığı için lazımdır. En çok sigara içenlere gereklidir.&lt;br /&gt;Portakal, mandalina, greyfurt, limon, havuç, çilek, kavun, taze kırmızı ve yeşil biber, beyaz ve kırmızı lahana, maydanoz, kuşburnu ve yeşil sebzelerde bulunur.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;D Vitamini &lt;br /&gt;Kalsiyum ve fosforun emilerek vücuda faydalı bir hale gelmesi, kemiklerin gelişmesi için lazımdır. Balıkyağı, süt ve tereyağında bulunur.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;E Vitamini &lt;br /&gt;Büyüme ve üreme için gereklidir. Buğday, pirinç, mısır, darı, çavdar, marul, soya, yerfıstığı, kabak çekirdeği, badem, susam, ceviz, zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısırözü yağı, pamukyağı ve yeşil sebzelere bulunur&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;K Vitamini &lt;br /&gt;Kanın normal sürede pıhtılaşması için gereklidir. Et, karaciğer, domates, kabak, karnıbahar, ıspanak ve diğer yeşil yapraklı sebzelerde vardır &lt;/strong&gt;alıntıdır</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/10/vitamin-deposu-sebze-ve-meyveler.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9NXgpDsqgzcnrvaNjHXUBtKEYfP0-HzzXHRJKQ8RyqKlsdAdqIUsFWOGLgtzUimHaWd5qEv00T9RlPoHrVDbeQnmObJsE4vGkdyvU5EqIDGlVXQqVFSatlJsO-ZmNJejyAJ5sPTqJahM/s72-c/sebze-meyve-beslenme.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>3</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-6414647341274413496</guid><pubDate>Wed, 27 Oct 2010 10:01:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-10-27T13:21:34.186+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">ŞİRİNEMDEN SEÇME SÖZLER VE YAZILAR</category><title>MUTFAK SIRLARI.......</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFu2Ali195AWfAiM9-CWQ-BdDsFFIGyzSEqUXKZr4Vb8TRha77RLhLlwCQgQw6p4LL4U8mAzalPdYLyo4phSpVz5n9w_Aurc9rj8C_2B3NQGj0601-4amReCj6UWHBvPHXymusmSRpj6Y/s1600/asci.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 278px; height: 400px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFu2Ali195AWfAiM9-CWQ-BdDsFFIGyzSEqUXKZr4Vb8TRha77RLhLlwCQgQw6p4LL4U8mAzalPdYLyo4phSpVz5n9w_Aurc9rj8C_2B3NQGj0601-4amReCj6UWHBvPHXymusmSRpj6Y/s400/asci.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5532668850978878498&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Sebze Pişirirken:&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Karnabahar, lahana, soğan gibi keskin kokulu yiyecekler pişirilirken tencere kapağı aralık tutulursa, kokunun yemeğe sinmesi önlenmiş olur.&lt;br /&gt;Sebze yemeği pişirilirken yemeğe ekleyeceğiniz su sıcak olmalıdır. Yemeğiniz daha lezzetli olacaktır.&lt;br /&gt;Yeşil renkli sebzelerin rengini korumak için tencerenin kapagı aralık tutularak buharın çıkması sağlanmalı veya yemek tencerenin kapağı sık sık açılarak pişirilmelidir.&lt;br /&gt;Sebzeler haşlanarak kullanılacaksa, haşlama suyuna eklenecek bir miktar sirke, sebzelerin renginin korunmasını sağlayacaktır.Haşlama Yaparken(Kırıcı olmamaya tikkat edin:)&lt;br /&gt;Makarnanın haşlama suyuna bir, iki baş soğan, havuç v.b.sebzeler koyarsanız daha lezzetli olacağını göreceksiniz. ü Et suyu yaparken mutlaka soğuk su ile haşlayınız. Böylelikle aromalar eşit oranda yayılır.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Hamur İşleri:&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Eğer evde ekmek yapıyorsanız, içine koyacağınız bir miktar haşlanmış ve ezilmiş patates ekmeğinizin daha geç bayatlamasını sağlayacaktır.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Kekinizin kabarmasını istiyorsanız margarin ve şekerini iyi çırpın. Güzel kek yapmanın bir koşulu da margarin ve yumurtanın oda sıcaklığında olmasıdır.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Terbiye Yöntemleri :&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Marine etme, etin taze ot ve baharatlı bir sıvı (marinat) içinde bekletilerek yumuşatılması ve tatlandırılmasıdır.&lt;br /&gt;İşte size kolayca hazırlayabileceğiniz bir marinat: Bir miktar soğanı (ör.1 kg. et için 3 orta boy soğan) çok küçük parçalar halinde kestikten sonra bir tülbentin içine koyun ve suyunu bir kabın içine çıkartın.&lt;br /&gt;Aynı kabın içine bir miktar zeytinyağıyla birlikte kekik ve defne yaprağı koyun. Eti bu karışımın içine yatırın ve 24 saat bekletin. Etinizin yumuşak ve lezzetli olacağını göreceksiniz.&lt;br /&gt;Etler ızgara yaptıktan sonra bekleyecekse, saklama kabını önceden ısıtıp, ağzını sıkıca kapatmak, yiyeceklerinizin daha geç soğumasını sağlayacaktır.&lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;mutfaksirlari.com ALINTIDIR</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/10/mutfak-sirlari.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFu2Ali195AWfAiM9-CWQ-BdDsFFIGyzSEqUXKZr4Vb8TRha77RLhLlwCQgQw6p4LL4U8mAzalPdYLyo4phSpVz5n9w_Aurc9rj8C_2B3NQGj0601-4amReCj6UWHBvPHXymusmSRpj6Y/s72-c/asci.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>1</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-6821348445087818308</guid><pubDate>Wed, 27 Oct 2010 09:31:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-10-27T13:00:46.169+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">ŞİRİNEMDEN SEÇME SÖZLER VE YAZILAR</category><title>KIŞ ÇİÇEKLERİ</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjX3m8AHxdr5J0vLyLqyonUUvs5PxCggnwHmCHDCc9J98zi5fiDRs-fRUvCESfoxucNb6WYNJ17F94jDXS40QtG4dtxcfzVt4o0aJsUmIQlzJvJGRane7l-2BINW6aWw2VbECgK9bOaLu4/s1600/Menekse.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 348px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjX3m8AHxdr5J0vLyLqyonUUvs5PxCggnwHmCHDCc9J98zi5fiDRs-fRUvCESfoxucNb6WYNJ17F94jDXS40QtG4dtxcfzVt4o0aJsUmIQlzJvJGRane7l-2BINW6aWw2VbECgK9bOaLu4/s400/Menekse.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5532661594176361906&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt; HERCAİ MENEKŞE:Bitkileri gözle görebileceğiniz noktalara, saksılara dikin.Küçük saksıların içindeki bir hercai fidesi bütün kış renk açlığınızı giderebilir. Aydınlık, yarı gölgeli ortamlar bu bitkinin yetişmesi açısından çok fark etmez. Her türlü toprakta özellikle rutubet varsa iyi gelişir. Çiçekleri 10 santime tadar büyüyebilir. Sanırım 20 - 30 değişik renk tonu var bu çiçeğin. Bahçenizdeki daimi yeşil çit önlerine beyaz, altın ya da mavi - mor renklerini dikebilirsiniz. Renkleri karıştırmadan büyük öbekler halinde dikmelisiniz. Böylece çok etkileyici olacaktır.&lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGP3BDB2HfdemKpjDffVrn93_5V2HvA2-PVNyIWKnfRrYICyRZBJVep65dJLLqOdCzCjUuCqE_45PLg0gBNnAWZhB-SEhA8OqP4YdpEQFrH_ESWoi2u4kH-iQAmiJNCf2d-eI00o0p9xQ/s1600/otamis_com_cuha_001.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 266px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGP3BDB2HfdemKpjDffVrn93_5V2HvA2-PVNyIWKnfRrYICyRZBJVep65dJLLqOdCzCjUuCqE_45PLg0gBNnAWZhB-SEhA8OqP4YdpEQFrH_ESWoi2u4kH-iQAmiJNCf2d-eI00o0p9xQ/s400/otamis_com_cuha_001.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5532662624760959426&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;ÇUHA ÇİÇEKLERİ :Ülkemizde doğal olarak Karadeniz bölgesinde yetişir. Ancak bizim evlerimizde, bahçelerimizde yetiştirdiğimiz göz alıcı renklere sahip olan Çuhalar genetik laboratuarlarında geliştirilen çeşitlerdir.Eylül-Ekim ayında dikilir. Dikim sırasında bitkiler arasında bulundurulacak aralık ve mesafe 20 cm olmalıdır. 30-35 derecede yetişirlerse kırmızı renkli olurlar. 15-20 derecede yetişirse beyaz renkli olurlar. Ekim zamanına ve sıcaklığa bağlı olarak Kasım ortalarından Mayıs&#39;a kadar çiçeklenirler&lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7V0KKwDx67fGn-E4At8lAq4SSSNNMtkJ17yaeRSnFeVyZUe4jENMq0kas5KxK7gkcK8CUwnijklnYNZEZaXaT_zOsSpEeaROOQi6OqYGCKrr4VGWx4zFdy9pylEnrMcZxOK_EAm4417U/s1600/BERKAY%2520ALPEREN%2520002.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 300px; height: 400px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7V0KKwDx67fGn-E4At8lAq4SSSNNMtkJ17yaeRSnFeVyZUe4jENMq0kas5KxK7gkcK8CUwnijklnYNZEZaXaT_zOsSpEeaROOQi6OqYGCKrr4VGWx4zFdy9pylEnrMcZxOK_EAm4417U/s400/BERKAY%2520ALPEREN%2520002.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5532663494285575954&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;CYCLAMEN :Soguk havayı seven bir bitki oldugu icin sonbahar-kıs aylarında cicek acar. Yaz döneminde ise dinlemeye gecer. Cicekleri beyaz, pembe, mor veya kirmizi renktedir. Bazi turlerin yaprak uclari duz olurken bazi turlerin ise kivircikdir.&lt;br /&gt;Aydinlik ve serin olan ortamlari severler. Diger ciceklerden biraz uzak bir yere yerlestirilmelidirler cunku temiz havaya ihtiyac duyarlar.&lt;br /&gt;Topragi surekli nemli tutulmalidir.&lt;br /&gt;Yapraklari kahverengiye donustugu zaman veya soldugu zaman dip kisimlarindan tutulup koparilmalidir.&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/10/kis-cicekleri.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjX3m8AHxdr5J0vLyLqyonUUvs5PxCggnwHmCHDCc9J98zi5fiDRs-fRUvCESfoxucNb6WYNJ17F94jDXS40QtG4dtxcfzVt4o0aJsUmIQlzJvJGRane7l-2BINW6aWw2VbECgK9bOaLu4/s72-c/Menekse.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-6388003838678179394</guid><pubDate>Wed, 27 Oct 2010 09:17:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-10-27T12:31:08.151+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">ŞİİRLER</category><title>Üçüncü Şahsın Şiiri</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjom3tV0KCdm-bhflcBlYteI2-fGvlUQDWJuOoJrFuQyhPXUg4pzqwZaW-7glpjzoLodm8CwcdH01d5IYdkuaTgkevU3iC8muH9RUEYOFNTZDhIeSQsplSDgNrk6E9TvUmJ-jDEZwTLPJ8/s1600/481853085small1dh9.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 271px; height: 400px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjom3tV0KCdm-bhflcBlYteI2-fGvlUQDWJuOoJrFuQyhPXUg4pzqwZaW-7glpjzoLodm8CwcdH01d5IYdkuaTgkevU3iC8muH9RUEYOFNTZDhIeSQsplSDgNrk6E9TvUmJ-jDEZwTLPJ8/s400/481853085small1dh9.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5532655849393852098&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Gözlerin gözlerime değince&lt;br /&gt;Felaketim olurdu ağlardım&lt;br /&gt;Beni sevmiyordun bilirdim&lt;br /&gt;Bir sevdiğin vardı duyardım&lt;br /&gt;Çöp gibi bir oğlan ipince&lt;br /&gt;Hayırsızın biriydi fikrimce&lt;br /&gt;Ne vakit karşımda görsem&lt;br /&gt;Öldüreceğimden korkardım&lt;br /&gt;Felaketim olurdu ağlardım&lt;br /&gt;Ne vakit Maçka&#39;dan geçsem&lt;br /&gt;Limanda hep gemiler olurdu&lt;br /&gt;Ağaçlar kus gibi gülerdi&lt;br /&gt;Bir rüzgar aklımı alırdı&lt;br /&gt;Sessizce bir cigara yakardım&lt;br /&gt;Kirpiklerini eğerdin bakardın&lt;br /&gt;Üşürdüm içim ürperirdi&lt;br /&gt;Felaketim olurdu ağlardım&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Aksamlar bir roman gibi biterdi&lt;br /&gt;Jezabel kan içinde yatardı&lt;br /&gt;Limandan bir gemi giderdi&lt;br /&gt;Sen kalkıp ona giderdin&lt;br /&gt;Benzin mum gibi giderdin&lt;br /&gt;Sabaha kadar kalırdın&lt;br /&gt;Hayırsızın biriydi fikrimce&lt;br /&gt;Güldü mü cenazeye benzerdi&lt;br /&gt;Hele seni kollarına aldı mı&lt;br /&gt;Felaketim olurdu ağlardım&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Attila İlhan&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/10/ucuncu-sahsn-siiri.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjom3tV0KCdm-bhflcBlYteI2-fGvlUQDWJuOoJrFuQyhPXUg4pzqwZaW-7glpjzoLodm8CwcdH01d5IYdkuaTgkevU3iC8muH9RUEYOFNTZDhIeSQsplSDgNrk6E9TvUmJ-jDEZwTLPJ8/s72-c/481853085small1dh9.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-4587609465847994093</guid><pubDate>Wed, 27 Oct 2010 09:09:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-10-27T12:17:17.327+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">İlginç ve garip haberler</category><title>HAYATIN TADINI ÇIKARMAK...</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjafMKcZxvIL3ADb8vgt-mYYbGu8FRh4t03b3srZ_q2DTWpY0eRsssYqrJSXLVpS8OZAXgt3G5G60gzqfDzgiE1heMZU_zp2dTlhLEgAb4Zmk45VyCqmbma1LAoITy2d08GaDgJ_lkaoPA/s1600/BONE-CHINA-12-PARCA-KALPLI-KAHVE-FINCAN-TAKIMI__26938361_0.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 299px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjafMKcZxvIL3ADb8vgt-mYYbGu8FRh4t03b3srZ_q2DTWpY0eRsssYqrJSXLVpS8OZAXgt3G5G60gzqfDzgiE1heMZU_zp2dTlhLEgAb4Zmk45VyCqmbma1LAoITy2d08GaDgJ_lkaoPA/s400/BONE-CHINA-12-PARCA-KALPLI-KAHVE-FINCAN-TAKIMI__26938361_0.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5532652336221177762&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Bir grup eski öğrenci, emekli hocalarını ziyarete gitmiş. İşlerinden ve sorunlarından söz etmişler. Hoca, iş yaşamında her biri önemli yerlere gelmiş eski öğrencilerine, kahve ikram etmek üzere mutfağa gitmiş. Biraz sonra değişik boy, renk ve kalitede birçok fincanın bulunduğu bir tepsiyle geri dönmüş.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanları ve kahve termosunu masaya koyup, kahvelerini oradan almalarını söylemiş.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Tüm eski öğrenciler, kahvelerini alıp koltuklarına döndüğünde, hocaları onlara şunu söylemiş:&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;- Farkına vardınız mı bilmem. Zarif görünümlü, güzel, pahalı fincanların hepsi alındı, masada yalnızca ucuz ve basit görünümlü fincanlar kaldı. Elbette ki kendiniz için en güzelini istemek ve onu almak çok normal ama işte bu demin bahsettiğiniz problemlerinizin ve stresin nedeni. Hepinizin istediği fincan değil, kahve iken, bilinçli olarak her biriniz birbirinizin aldığı fincanları gözleyerek, daha iyi olan fincanları almaya uğraştınız. Yaşam kahveyse; iş, para ve mevki fincandır. Bunlar yalnızca yaşamı tutmaya yarayan araçlardır ama yaşamın kalitesi bunlara göre değişmez. Bazen yalnızca fincana odaklanarak, içindeki kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz.&lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;Alıntıdır</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/10/hayatin-tadini-cikarmak.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjafMKcZxvIL3ADb8vgt-mYYbGu8FRh4t03b3srZ_q2DTWpY0eRsssYqrJSXLVpS8OZAXgt3G5G60gzqfDzgiE1heMZU_zp2dTlhLEgAb4Zmk45VyCqmbma1LAoITy2d08GaDgJ_lkaoPA/s72-c/BONE-CHINA-12-PARCA-KALPLI-KAHVE-FINCAN-TAKIMI__26938361_0.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-5204444239416400406</guid><pubDate>Wed, 20 Oct 2010 06:36:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-10-20T09:47:11.184+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">YAZARIMIZ ŞİRİNEM</category><title>BEN GERİ GELDİM SANIRIM :))</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZwlOuTHg3cLnh8gMQaDYJjzy9D-l7BMgZVanq8msmqUT0cWGzN4RDMVUJPFwa3ZuTFoJl66j6aeXA7EWwH5A162AylGP2ySJdNWQnQlhSCmvNXmcKKHwWGQ4G3AnbuooCi2BSzJN5gfo/s1600/sirine_by_guleryuzmehmet.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 300px; height: 220px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZwlOuTHg3cLnh8gMQaDYJjzy9D-l7BMgZVanq8msmqUT0cWGzN4RDMVUJPFwa3ZuTFoJl66j6aeXA7EWwH5A162AylGP2ySJdNWQnQlhSCmvNXmcKKHwWGQ4G3AnbuooCi2BSzJN5gfo/s400/sirine_by_guleryuzmehmet.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5530015508516298418&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;  Sevgili okurlar ve blog arkadaşlarım uzun zamandır yazmaya ,bloga bakmaya ara verdim sanırım bu hrkesin başına gelen bir duraklama zamanı yada herşeyden sıkılıp bıkma kendi başına kalıp düşünme zamanı tam olarak bende bilemiyorum içimden gelenleri olduğu gibi yazıyorum sizlere.Şimdeden hatalarım için binlerce özür :) &lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;  &lt;strong&gt;Bazen yazmakta konuşmakta çok zor gelir insana ya işte öyle bir zamandayım sanırım dertler,sıkıntılar ve sevinçler hepsi birbirine girdi.Kendi içimde yaşadığım fırtınalar  :))) burasıda pek gizemli oldu ya  neyse lafıda çok uzatmaya gerek yok aslında, bundan sonra inşallah blogumuzun başında olmaya çalışacağım baksanıza ben firar edince maşallah ne gökkuşağı nede armoniden tık çıkmamış aşkolsun yani hadi benim fırtınalarım vardı ya sizlere  ne oldu canım arkadaşlarım ? Hımmm bu arada erkek kardeşimin dünyalar tatlısı bir oğlu oldu çok şeker insana yaşama sevinci veriyor halasının aşkitosu şeker kızımda bir üst sınıfa başladı dersler mükemmel off off yaşlanıyormuyuz ne eskiden çokta takmazdım ama demekki yaşlar alıp başını arkasına bakmadan yola çıkınca gündeme gelmesi benim pekte hoşuma gitmiyor yirmili yaşlar ,otuzlu yaşlar derken geldik kırklı ellili yaşlara hoş her yaşında ayrı bir zamanı güzelliği varmış göreceğiz bakalım canlarım şimdiden kafanızı fazla şişirmeyeyim biz yokken sitemizi ziyaret eden herkese sonsuz teşşekkürler herkesi sevin hayat sevince sevilence güzeldir.Tüm güzellikler sizlerle olsun güzel yüzlerinizden gülücükler eksik olmasın görüşmek üzere beni bekleyin anacımmmm :)))&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/10/ben-geri-geldim-sanirim.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjZwlOuTHg3cLnh8gMQaDYJjzy9D-l7BMgZVanq8msmqUT0cWGzN4RDMVUJPFwa3ZuTFoJl66j6aeXA7EWwH5A162AylGP2ySJdNWQnQlhSCmvNXmcKKHwWGQ4G3AnbuooCi2BSzJN5gfo/s72-c/sirine_by_guleryuzmehmet.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>3</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-3999568804159828528</guid><pubDate>Wed, 20 Oct 2010 06:05:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-10-20T09:28:00.633+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">ŞİRİNEMDEN SEÇME SÖZLER VE YAZILAR</category><title>TANRIDAN İSTEMEK..</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7kdegq86-ES_C1EnMKqRfIP60s_HbmlVXKwkvZuxVHdrvRxI4E9J9gfeWpeFNtiFSmSyS3wmy22Rzju1UjGK-Ijuoavki0Mn9ij6UL8fa_5ZIIY0KORfcoAgD7ZZKUUKOO-WmrOydx2s/s1600/imagesCAHZ1215.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 228px; height: 221px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7kdegq86-ES_C1EnMKqRfIP60s_HbmlVXKwkvZuxVHdrvRxI4E9J9gfeWpeFNtiFSmSyS3wmy22Rzju1UjGK-Ijuoavki0Mn9ij6UL8fa_5ZIIY0KORfcoAgD7ZZKUUKOO-WmrOydx2s/s400/imagesCAHZ1215.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5530011113349193330&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Tanrıdan gururumu yok etmesini istedim.&lt;br /&gt;Tanrı &quot; Hayır dedi.Gurur benim yok edebileceğim bir şey değil, Senin bırakabileceğin birşeydir.&quot; &lt;br /&gt;*Tanrıdan sakat çocuğumu iyileştirmesini istedim.&lt;br /&gt;Tanrı &quot; Hayır, dedi Onun ruhu sağlam, vücut o kadar önemli değil, O geçici bir şeydir.&quot; &lt;br /&gt;Tanrıdan Bana sabır vermesini istedim.&lt;br /&gt;Tanrı &quot; Hayır, dedi Sabır büyük acılar çekilerek öğrenilebilecek bir şeydir. Sabır verilmez, hakedilir.&quot; &lt;br /&gt;Tanrıdan Beni mutlu etmesini istedim.&lt;br /&gt;Tanrı, &quot; Hayır, dedi Ben sadece nimetlerimi sunarım, Mutlu olmak sana bağlı..&quot;  Tanrıdan Beni çektiğim acılardan kurtarmasını istedim.&lt;br /&gt;Tanrı &quot; Hayır, dedi Çektiğin acılar günlük kaygılarının önemsizliğini anlamanı, onlardan uzaklaşmanı ve bana daha çok yaklaşmanı sağlar. &lt;br /&gt;*Tanrıdan Ruhumu olgunlaştırmasını istedim.&lt;br /&gt;Tanrı &quot; Hayır, dedi Kendi kendine olgunlaşmalısın, ama meyvelerini alman için yardım edeceğimden emin olabilirsin.&lt;br /&gt;*Tanrıdan Hayatı sevmemi sağlayacak her şeyi istedim.&lt;br /&gt;Tanrı, &quot; Hayır, dedi Ben sana hayatı vereceğim. Böylece hayata dair her şeye ancak sen sahip olabilirsin.&quot; &lt;br /&gt;Tanrıdan,Tanrıya duyduğum sevgiyi, başkalarına da duyabilmeyi istedim.&lt;br /&gt;Tanrı söyle dedi:&quot; Ohhh! Nihayet doğru bir şey istedin.&#39;Ruhu olgunlaşmamış bir kul Tanrıya hep &quot; &#39;bana... ver &quot; ile biten dualar eder.Olgunlaşmış bir ruh ise &quot;&#39; Vermemi sağla &quot; diye bitirir dualarını...&lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;****Steve Goodier&#39;in &#39;Bir Dakika Hayatinizi Değiştirebilir&#39; adlı kitabındanalındı.</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/10/tanridan-istemek.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7kdegq86-ES_C1EnMKqRfIP60s_HbmlVXKwkvZuxVHdrvRxI4E9J9gfeWpeFNtiFSmSyS3wmy22Rzju1UjGK-Ijuoavki0Mn9ij6UL8fa_5ZIIY0KORfcoAgD7ZZKUUKOO-WmrOydx2s/s72-c/imagesCAHZ1215.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>1</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-5974124367369655967</guid><pubDate>Wed, 20 Oct 2010 05:59:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-10-20T09:05:19.528+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">HİKAYELER</category><title>HAYATINIZ SEÇTİĞİNİZ KADINDIR...</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkWitIAY1Q1gEFILLWAXgbKnjSTry7mQtrhzhx5IBsWNZFt5UYGN43n0iIFz2QDEYXmSruIJnBrUteWSfSKmX64bfyCELlgoCk2cOdZWvyJkCr8YMhyphenhyphenE3DH57JxttRGXV4r2YbU8_KuWs/s1600/imagesCAWHVA6U.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 238px; height: 212px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkWitIAY1Q1gEFILLWAXgbKnjSTry7mQtrhzhx5IBsWNZFt5UYGN43n0iIFz2QDEYXmSruIJnBrUteWSfSKmX64bfyCELlgoCk2cOdZWvyJkCr8YMhyphenhyphenE3DH57JxttRGXV4r2YbU8_KuWs/s400/imagesCAWHVA6U.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5530004927227701394&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Harun Reşit savaşta esir aldığı düşman Generale: &lt;br /&gt;-Hayatını bağışlarım ama bir şartım var, der.&#39;Kadınlar hayatta en çok ne ister? &#39; budur bilmek istediğim....... &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Bu sorunun yanıtını getir; kurtar kelleni der. &lt;br /&gt;General sorar soruşturur bu çetin sorunun yanıtını aramaya başlar ve Kafdağındaki bir &lt;br /&gt;cadının bunu bildiğini öğrenir....Günlerce gecelerce at koşturur, adıyı bulur ve sorar: &lt;br /&gt;-Kadınlar hayatta en çok ne ister? &lt;br /&gt;Korkunç cadı yanıt için öyle bir şart ileri sürer ki yenilir yutulur cinsten değil..... &lt;br /&gt;-Evlen benimle! ! ! ! .....O zaman öğrenirsin ancak istediğini... &lt;br /&gt;Bu ölümcül teklifi kabul eder General ve doğru yanıtı alır almaz koşar Harun Reşit&#39;e ve: &lt;br /&gt;-Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister! . &lt;br /&gt;Harun Reşit Generalin hayatını bağışlar ancak cadıyada evlenmek için söz vermiştir. &lt;br /&gt;Neyse evlenirler.İlk gece General bir bakar ki, o korkunç cadı dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş &lt;br /&gt;karanlık odada.....Konuşur cadı: &lt;br /&gt;- Benim kaderim böyle...Günün sadece yarısı güzel olabilirim, iğer yarısı çirkinim der.Ne dersin? &lt;br /&gt;Geceleri seninleyken mi güzel olayım,yoksa gündüzleri dışardayken mi? ..... &lt;br /&gt;General düşünür ve: &lt;br /&gt;- Sen bilirsin kararı kendin ver der.İşte o an korkunç cadı sonsuza dek güzel bir kadın olarak kalır.... &lt;br /&gt;Peki bu öyküden çıkarılacak 3 ders nedir? ? ? &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;1.Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek isterler. &lt;br /&gt; &lt;br /&gt;2.Özgür iradesiyle hareket eden bir kadın her zaman güzeldir. &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;3.İster güzel olsun, ister çirkin olsun her kadın aslında bir cadıdır. &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Hayatınız seçtiğiniz kadındır....... &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz, &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;zeki bir kadına rastlarsanız zekanız gelişir. &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Hayat kat kattır.Babil&#39;in Asma Bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir ve bir terastan &lt;br /&gt;bir terasa sizi kadınlar götürür. &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Ve bugün durduğunuz teras,seyrettiğiniz manzara, &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;gördüğünüz hayat yanınızdaki kadının terası,manzarası ve hayatıdır..... &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Hayatınız seçtiğiniz kadındır...... &lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;HİKAYELER ALINTIDIR</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/10/hayatiniz-sectiginiz-kadindir.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjkWitIAY1Q1gEFILLWAXgbKnjSTry7mQtrhzhx5IBsWNZFt5UYGN43n0iIFz2QDEYXmSruIJnBrUteWSfSKmX64bfyCELlgoCk2cOdZWvyJkCr8YMhyphenhyphenE3DH57JxttRGXV4r2YbU8_KuWs/s72-c/imagesCAWHVA6U.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-8407146703162939408</guid><pubDate>Wed, 20 Oct 2010 05:49:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-10-20T08:59:00.052+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">İlginç ve garip haberler</category><title>DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLARRRR....</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrWHIhbWRXkrI9nk7cuOkkcBYJcFpOfWLfKwywhqCH5H3hhPe7E7_liBOv9nb5vqilyGwpKWGmNB1tjxoIy1N3pkLicmGfn7bEt6h7NoveuE8SNQDKibecp036YDyXKMQQnVQ2GozxyOo/s1600/79411.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 270px; height: 200px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrWHIhbWRXkrI9nk7cuOkkcBYJcFpOfWLfKwywhqCH5H3hhPe7E7_liBOv9nb5vqilyGwpKWGmNB1tjxoIy1N3pkLicmGfn7bEt6h7NoveuE8SNQDKibecp036YDyXKMQQnVQ2GozxyOo/s400/79411.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5530003668622624066&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Balık yanında yoğurt yenmez:   Bilinenin aksine balık tazeyse yoğurtla birlikte yenilmesindesakınca yok. Zehirlenmenin sebebi yoğurt değil, balığın içinde bulunan&#39;histamin&#39; proteini. Bu madde yoğurtta da olduğundan, birlikteyenildiğinde vücuttaki &#39;histamin&#39; miktarı artabiliyor ve alerjikdurumu olan kişilerde kızarıklığa ya da kaşıntıya neden olabiliyor.Balığınızın tazeliğine güveniyorsanız, yoğurtla birlikte tüketmenizinhiçbir sakıncası yok .&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Pisa Kulesi yamuk yapılmıştır:   İtalyanların bu ünlü çan kulesi aslında dik olarak tasarlanmış.Fakat yapıldığı tarih olan 1173 yılından itibaren temeldeki yumuşakzemin sebebiyle güneye doğru kaymaya başlamış.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Kelebeklerin ömrü bir gündür:   Bazı ergin kelebeklerin ömrü 1-2 aya kadar varabilir.Ömürlerinde birkaç mevsim yaşayabilenler, kış uykusuna yatabilir veyadaha sıcak bölgelere göç edebilir. &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Çok şeker yiyen şeker hastası olur:   Fazla şeker alımı ile diyabetli olmak arasında herhangi bir ilişki yoktur.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Yemek yanında su içilmez:   Birçoğumuz yemek yerken su içmenin kilo aldıracağını düşünürüz.Ne kadar susasak da su içmeyi yemekten 1-2 saat sonrasına saklarızveya yemeğe başlamadan içeriz. Kulaktan dolma bu inancın tersine yemeksırasında su içmek kilo aldırmaz, tam tersi iştahı yatıştırmayayardımcı olur. Yalnızca sindirim sorunu olanlar yemek sırasında su içmemeli&lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;ALINTIDIR</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/10/dogru-bildigimiz-yanlislarrrr.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrWHIhbWRXkrI9nk7cuOkkcBYJcFpOfWLfKwywhqCH5H3hhPe7E7_liBOv9nb5vqilyGwpKWGmNB1tjxoIy1N3pkLicmGfn7bEt6h7NoveuE8SNQDKibecp036YDyXKMQQnVQ2GozxyOo/s72-c/79411.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-1167824764059376414</guid><pubDate>Mon, 16 Aug 2010 16:29:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-08-16T19:47:31.095+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">ŞİİRLER</category><title>AŞK VE GURUR</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1b1pr54u8nhiih3F_JeR2Eha34BO09udXPmbx3uybMS_khUXNABvVpcLdEPBh_HNRpDt1XS8plIfFSiFApClFYMBG_GN_jIm2b5pk933fFgcGHf5QH-_SELtU_QrOgMTcRN2DTx8hJLw/s1600/110767015294342_1261231256.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 300px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1b1pr54u8nhiih3F_JeR2Eha34BO09udXPmbx3uybMS_khUXNABvVpcLdEPBh_HNRpDt1XS8plIfFSiFApClFYMBG_GN_jIm2b5pk933fFgcGHf5QH-_SELtU_QrOgMTcRN2DTx8hJLw/s400/110767015294342_1261231256.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5506050302045559218&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Nereden bilecektin seni sevdiğimi &lt;br /&gt;Hiç fısıldamadım ki kulaklarına aşkımı &lt;br /&gt;Senin için &lt;br /&gt;Günlerce gecelerce ağladım &lt;br /&gt;Nereden bilecektin &lt;br /&gt;Hiç silmedim ki yanında gözyaşlarımı..&lt;br /&gt;&lt;br /&gt; AHMET SELÇUK İLKAN&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/08/ask-ve-gurur.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj1b1pr54u8nhiih3F_JeR2Eha34BO09udXPmbx3uybMS_khUXNABvVpcLdEPBh_HNRpDt1XS8plIfFSiFApClFYMBG_GN_jIm2b5pk933fFgcGHf5QH-_SELtU_QrOgMTcRN2DTx8hJLw/s72-c/110767015294342_1261231256.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>1</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-4623231691289800494</guid><pubDate>Sat, 14 Aug 2010 18:42:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-08-14T21:44:42.681+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">YAZARIMIZ GÖKKUŞAĞI</category><title>Kum Zerreciği</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGBOwlqVQCoLxdu_clNuFSoyXNB03qq108HwYOXPu_UKIBlHwgMz-eVPFiAV89FIOtVYTAb7yrJG1w7MOdUOq6jKjRcft0hpIdAWoRGiMjqLteQrjUjobZJPukYPoeHsyJITVPc5I6m-EP/s1600/s5byit.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 236px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGBOwlqVQCoLxdu_clNuFSoyXNB03qq108HwYOXPu_UKIBlHwgMz-eVPFiAV89FIOtVYTAb7yrJG1w7MOdUOq6jKjRcft0hpIdAWoRGiMjqLteQrjUjobZJPukYPoeHsyJITVPc5I6m-EP/s320/s5byit.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5505338337779840450&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Küçük, küçücük bir kum zerresiydi. Kimsesiz, yapayalnız, güçsüz ve çaresiz. Çılgın fırtınalardan, azgın dalgalardan korunmaya çalışıyordu kendini bildi bileli. Sürekli tufan kopuyordu sanki. Ara sıra durulduğunda ortalık, rahat bir soluk alıp şükrediyordu hala varolduğuna… Ama o tam rahat rahat nefeslenecek, biraz kendine gelecek, hatta biraz da büyümeye fırsat bulacakken yeni bir tufan kopuyor ve sürükleniyordu  tehlikeli sulara…&lt;br /&gt;Aslında, özünde büyüyordu yavaş yavaş ama o bunun ayırdına varacak halde değildi ki… Belki… Belki birazıcık daha uzun olabilseydi soluklanma zamanları, kendisi de hissedecekti geliştiğini ama ah bu tufanlar, ah bu azgın dalgalar, rahat bir nefes alacak zaman bırakmıyorlardı ki hiç…&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Eğer o kısa anlarda farkına varabilseydi, her geri gidişte atılım yapma gücünün misliyle arttığını her şey daha bir kolay, daha bir katlanılır olacaktı belki ama dedim ya sürekli vurgun yiye yiye sersemlemişti iyice… Bu gerçeği görüp de umutlanacak ne hali ne de zamanı vardı…&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Bir gün… Belki de tufanların en yamanıyla savrulduğu bir gün, sürüklendiği yeni ve yabancı diyarda saniyenin milyonda biri kadar kısa bir an için de olsa sığınabileceği bir istiridye gördü… Ve yine nasıl olduysa, kendi ivmesiyle mi yoksa suyun sürüklemesiyle mi bilinmez o istiridyenin içinde buldu kendini.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Dışarıda tufan kopuyordu hala ama onun sığındığı bu limanda sadece sükunet vardı. Ilıktı, yumuşaktı… Dışarıda kalan fırtınanın uğultusu tüm evrenle uyum içinde ilahi bir müzik olarak sunuluyordu istiridyenin içine. Ilık, yumuşak ve altınsı ışıltılar içindeki bu sığınakta harmoni vardı sadece.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Kum zerreciği belki de ilk defa hayatın kutsanmışlığını idrak etti.  Aslında hiç var olmayan zaman da mekan da kaybolmuştu. Küçücük bedeninin içine tüm kainatın sığdığını, başlangıçsız ve sonsuz olana geçiş yaptığını hissediyordu… Bedeni küçüldükçe içindeki güç büyüyordu sanki… O küçücük beden de  istiridyenin sağaltıcı salgılarıyla sarılıp sarmalanıyordu… Bu, kendinden geçirici bir sarmalanıştı kum zerreciği için ve o, kendinden vazgeçtiği anda, muhteşem büyüklükte pırıl pırıl ve eşsiz benzersiz bir inci tanesi olduğunun bilincine vardı…&lt;br /&gt;Korkan, kaçan, sığınak arayan bir kum zerreciği değil, heyecanla istiridyenin açılmasını ve hizmet edeceği anın gelmesini bekleyen bir inciydi artık o…&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/08/kum-zerrecigi.html</link><author>noreply@blogger.com (Gökkuşağı)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGBOwlqVQCoLxdu_clNuFSoyXNB03qq108HwYOXPu_UKIBlHwgMz-eVPFiAV89FIOtVYTAb7yrJG1w7MOdUOq6jKjRcft0hpIdAWoRGiMjqLteQrjUjobZJPukYPoeHsyJITVPc5I6m-EP/s72-c/s5byit.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-8133507525628281283</guid><pubDate>Sat, 14 Aug 2010 18:33:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-08-14T21:37:08.072+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">YAZARIMIZ GÖKKUŞAĞI</category><title>SEVGİ VE BİZ</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiP68oLgNVuHlwbFB6MNzsAi-a_1GM25aexfSSWPN4rzbRVxk98IZRYRGwGynHqrgUyUERfLHErw3mjHDMev0Zh54kMDF5DW0EMV8lBW-oW45dm1JtQlwqOR5F1zGR9fJJVPf3O6FCPdSh9/s1600/sevgi5qi2.gif&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 256px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiP68oLgNVuHlwbFB6MNzsAi-a_1GM25aexfSSWPN4rzbRVxk98IZRYRGwGynHqrgUyUERfLHErw3mjHDMev0Zh54kMDF5DW0EMV8lBW-oW45dm1JtQlwqOR5F1zGR9fJJVPf3O6FCPdSh9/s320/sevgi5qi2.gif&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5505336371968657986&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Sevgi&lt;br /&gt;Bazen bir şarkıya dalar hüzünleniriz. Bazen eski bir anıya.&lt;br /&gt;Bazen tatlı bir gülümseme gelir aklımıza bazen tatlı bir buse...&lt;br /&gt;Hepsinde sevginin izleri vardır, geçmişte kalan ama hala yaşanan...&lt;br /&gt;Şimdi herşeyi bir kenara bırakın!&lt;br /&gt;Ve geçmişte kalan tatlı bir anınızı düşünün.&lt;br /&gt;Düşünün hadi..&lt;br /&gt;Tamam..&lt;br /&gt;Şimdi o anınıza geri dönün ve yine aynı şeyleri yaşamaya çalışın..&lt;br /&gt;Mutlu oluyorsunuz, değil mi?&lt;br /&gt;İşte bunun sebebi, içinizdeki o sevgi pınarıdır.&lt;br /&gt;Bazen geçmişte yaşanan acı olaylar gelir aklımıza.&lt;br /&gt;Düşünürüz!&lt;br /&gt;Acı ile dolar yüreğimiz.&lt;br /&gt;Ama yine de mutlu olmaya çalışırız.&lt;br /&gt;Çünkü yüreğimizde hala sevgi kıpırtıları vardır.&lt;br /&gt;İşte, bu sevgi yener geçmişte yaşadığımız acı izleri.&lt;br /&gt;Çoğu zaman haksızlıklarla karşılaşırız, kötülüklerle, yalanlarla, acılarla..&lt;br /&gt;Ve bir an içimizdeki o sevgi bile zaptedemez bizi.&lt;br /&gt;Karşılık vermek isteriz yapılan haksızlığa, kötülüğe.&lt;br /&gt;Bu dünyada,arkamızdan övgüyle söz edilecek bir olay varsa, o da sevgi adına yaptığımız bir olay olacaktır.&lt;br /&gt;Çünkü herşey bu dünyada kalır.&lt;br /&gt;Hiç kimse çok sevdiği bir şeyi beraberinde götüremez.&lt;br /&gt;Ancak, yaptığı ve yapacağı kalıcı şeyler, ona çok şey kazandırır.&lt;br /&gt;Sevgi adına yapılan kalıcı şeyler ne olabilir?&lt;br /&gt;Bu soruya aslında bir çok cevap verilebilir.&lt;br /&gt;İnsanları sevmek,onlarla iyi geçinmek, sevgiye inanarak yaşamak bile, sevgi adına yapılmış kalıcı şeylerdir.&lt;br /&gt;Tabi sevgiyi, sadece hissetmek yerine, bunu uygulamaya geçirmek daha kalıcı olur.&lt;br /&gt;Sevgiyi uygulamaya geçirmek, sevgiyi hissederek yaşamaktır.&lt;br /&gt;Sevgiyi yoğun olarak yaşayan biri, zaten sevgi adına iyi birşeyler yapıyor demektir.&lt;br /&gt;Elimizden geldiğince sevgiyi doya doya yaşayalım!&lt;br /&gt;&lt;br /&gt; &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;SEVELİM SEVİLELİM EN ÖNEMLİSİ MUTLU OLALIM..&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/08/sevgi-ve-biz.html</link><author>noreply@blogger.com (Gökkuşağı)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiP68oLgNVuHlwbFB6MNzsAi-a_1GM25aexfSSWPN4rzbRVxk98IZRYRGwGynHqrgUyUERfLHErw3mjHDMev0Zh54kMDF5DW0EMV8lBW-oW45dm1JtQlwqOR5F1zGR9fJJVPf3O6FCPdSh9/s72-c/sevgi5qi2.gif" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-725654901641979061</guid><pubDate>Sat, 14 Aug 2010 18:21:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-08-14T21:21:52.941+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">ŞİİRLER</category><title></title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTnOm5qcxNffepKJgmktj6jfBU2CpXvEw83XuYojD8LFa_iSXFbRKaSRhgndaPnK_DF-PjOHmoIuIYc247AODCVeChIoKHQ5WIWgNppT8h7pMiVaf0fNGBcBz9PQed4eY0pFw7T-iJL0QO/s1600/ersindemir88_boyutsuz_sevda%5B1%5D.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 319px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTnOm5qcxNffepKJgmktj6jfBU2CpXvEw83XuYojD8LFa_iSXFbRKaSRhgndaPnK_DF-PjOHmoIuIYc247AODCVeChIoKHQ5WIWgNppT8h7pMiVaf0fNGBcBz9PQed4eY0pFw7T-iJL0QO/s320/ersindemir88_boyutsuz_sevda%5B1%5D.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5505332453446598290&quot; /&gt;&lt;/a&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/08/blog-post.html</link><author>noreply@blogger.com (Gökkuşağı)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTnOm5qcxNffepKJgmktj6jfBU2CpXvEw83XuYojD8LFa_iSXFbRKaSRhgndaPnK_DF-PjOHmoIuIYc247AODCVeChIoKHQ5WIWgNppT8h7pMiVaf0fNGBcBz9PQed4eY0pFw7T-iJL0QO/s72-c/ersindemir88_boyutsuz_sevda%5B1%5D.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-3816847286882154217</guid><pubDate>Sat, 14 Aug 2010 18:06:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-08-14T21:18:34.046+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">YAZARIMIZ GÖKKUŞAĞI</category><title>Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmeli...</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMK_wxjACanbCvosD-tCQpG9se9Z9o-fxhj6p7Ujk7xhy7jwrmb7LTV33Zc78UHJTcGmNbbDBlFrpGW76LUZ8JrdVgbrKMkYyv2Fa27TxzsCWFnZrx2XA2YOwel0F-5fyBBWgZsVpcCLlx/s1600/images.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 278px; height: 182px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMK_wxjACanbCvosD-tCQpG9se9Z9o-fxhj6p7Ujk7xhy7jwrmb7LTV33Zc78UHJTcGmNbbDBlFrpGW76LUZ8JrdVgbrKMkYyv2Fa27TxzsCWFnZrx2XA2YOwel0F-5fyBBWgZsVpcCLlx/s320/images.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5505331471642622290&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı.&lt;br /&gt;Elli yaşlarında gösteren adam, görmeye alıştığı hırpani kıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu. &quot;Sapa sağlam adam gidip çalışacağına dileniyor, belki benden daha zengindir&quot; diye düşündü. Zaten canı çok sıkkındı, birde sinirlenmişti. &lt;br /&gt;Alaycı bir ses tonuyla:&lt;br /&gt;- Ekmek parası mı istiyorsun ? diye sordu.&lt;br /&gt;- Hayır çikolata parası lazım!&lt;br /&gt;Bülent&#39;in kızgınlığı şaşkınlığa döndü. Espri yeteneği olan dilencinin hali de başka oluyor diye düşündü. &lt;br /&gt;- Niye siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz?&lt;br /&gt;- Hayır. Ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı yeriz, onu da bulamadıysak aç yatarız. &lt;br /&gt;Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtiğini anlayamamıştı.&lt;br /&gt;- Bu gün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canınız?&lt;br /&gt;- Fakirin canı mı olur ki, tatlı istesin beyim.&lt;br /&gt;- Bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış stendapçı mısın?&lt;br /&gt;- Hiçbiri değil. Sadece fakirim. Bugün karımın doğum günü, ona çikolata götürmek istiyorum. &lt;br /&gt;- Doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla.&lt;br /&gt;- O bizim için değil zenginler için. Otuz yıllık evliliğimiz boyunca ona bir kez bile yaş pasta alamadım. Ama her doğum gününde mutlaka çikolata götürdüm. Çikolatayı çok sever. &lt;br /&gt;Adamın söyledikleri Bülent&#39;in dikkatini çekmişti. O akşam karısıyla kavga etmiş, kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı. Arabasına da binmemiş sahile kadar yürümüştü. Denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı. Oysa eskiden denizi seyrederken çok rahatlardı. Dalgalar sıkıntısını alıp götürürdü. &lt;br /&gt;Fakat karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için olsa gerek, hiçbir şey onu rahatlatmıyordu. &lt;br /&gt;Dilenciyle konuşurken biraz kafası dağılmıştı. &quot;Acaba söyledikleri gerçek mi, yoksa uyduruyor mu&quot; diye düşündü.&lt;br /&gt;- Cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi?&lt;br /&gt;Bülent&#39;in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı, bir nüfus cüzdanından başka bir şey çıkmadı. &lt;br /&gt;- Ben dilenci değilim. İşim yok. Günlük çalışırım, ne iş bulursam yaparım.&lt;br /&gt;Fakat bu gün bütün gün iş aradım, aksilik bu ya, hiçbir iş bulamadım.&lt;br /&gt;Bülent oturduğu bankı işaret ederek yer gösterdi.&lt;br /&gt;- Oturun biraz dertleşelim bari, dedi.&lt;br /&gt;Adam çekingen çekingen oturdu yanına.&lt;br /&gt;- Yokmu eşin dostun, borç alacak akraban?&lt;br /&gt;- Fakirin akrabaları da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi karınlarını doyururlar.&lt;br /&gt;- Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını ? &lt;br /&gt;- Hem de çok seviyorum. Otuz yılımı aydınlattı o benim.&lt;br /&gt;- Hımmmm. Aşk hemde otuz yıl süren aşk. Hayret doğrusu! Aşkın ömrü en fazla üç yıl diyorlar oysa. Sen otuz yıldan bahsediyorsun. &lt;br /&gt;- Evet. Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı.&lt;br /&gt;- Söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı?&lt;br /&gt;Söylediklerine bakılırsa sen mutluluğun formülünü bulmuş gibisin.&lt;br /&gt;- Ben ilkokulu bile bitirmedim. Öyle formül falan bilmem.&lt;br /&gt;- Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım. Bende altı yıllık evliyim. Sevdiğim kadınla evlendim, fakat mutlu değilim. Sürekli kavga ediyoruz. Daha iki saat önce kapıyı çarptım çıktım. &lt;br /&gt;Evimiz, arabamız, işimiz, gücümüz, her şeyimiz var, ama mutlu değiliz.&lt;br /&gt;Senin hiçbir şeyin yok, ama mutlusun. Para mı acaba bizi mutsuz eden?&lt;br /&gt;- Hiçbir şeyim yok mu? Hayır benim her şeyim var. Benim karım her şeyim.&lt;br /&gt;Sevgilim, eşim, arkadaşım, hayat yoldaşım. Hayatımı paylaştığım insandan daha değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada?&lt;br /&gt;Sizin ev, araba, iş diye her şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şey olan.&lt;br /&gt;- Öyle deme, şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet ediyor.&lt;br /&gt;Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?&lt;br /&gt;- Altın tasın, kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu hiç anlamamışsın. Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu, hergün çeşit çeşit yiyecekler yediği için mutlu olmaz. Bir kadın, kocasının her şeyi olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur. &lt;br /&gt;- Sizin mutluluğunuzun sırrı bumu ?&lt;br /&gt;- Olabilir. Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum. O da çok mutlu oluyor. &lt;br /&gt;- Bir kadına değerli olduğunu nasıl hissettirilir?&lt;br /&gt;- Küçük kızı severek.&lt;br /&gt;- Küçük kız mı ? Hangi küçük kız ?&lt;br /&gt;- Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük kız vardır. O kızı ne kadar çok sever, ne kadar çok mutu edersen, o kadını da o kadar mutlu edersin. &lt;br /&gt;- Nasıl yani ?&lt;br /&gt;- Küçük kız neleri sever, nelerden hoşlanır bir düşünün. Küçük kızlar hep beğenilmek, ilgi görmek isterler. Güzel olduklarını duymaya bayılırlar. &lt;br /&gt;Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler. Küçük kızlar hep prenses olmayı hayal ederler. Sürprizlerden hoşlanırlar. Biraz şımartılmak isterler. Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. İltifata doymaz küçük kızlar. Öyle değil mi? &lt;br /&gt;- Haklısın. Benim dört yaşımda bir kızım var. Adı Aylin. Her akşam boynuma sarılır &quot;babacığım beni ne kadar seviyorsun?&quot; diye sorar. Giysisini değiştirdiği zaman etrafımda &quot;Baba güzel olmuş muyum?&quot; diye sorar durur. Güzelsin demem de yetmez ona. &quot; Harikasın prenses gibi olmuşsun&quot; demeliyim. Dünyanın en güzel kızı demeliyim. &lt;br /&gt;- İşte kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler. Ben elli yaşındaki karıma böyle davranıyorum. Ömrümüz olurda seksen, doksan yıl da yaşarsak ben ona böyle davranmaya devam edeceğim. Ona &quot;bebeğim&quot; diye hitap ediyorum çok hoşuna gidiyor. &quot;Bebeğim bana bir çay yapar mısın?&quot; dediğimde çay yapmak için nasıl koşturduğunu görmelisiniz. &lt;br /&gt;- Hiç kavga etmezmisiniz siz?&lt;br /&gt;- Kavga evliliğin tadı tuzu. Arada biz de tartışırız. Küsüp barışmanın tadı ayrıdır. Benim karım bir keçi kadar inatçıdır. Onunla barışmak için uğraşmak ayrı bir keyif verir bana. &lt;br /&gt;- Benim eşim çok ciddi kadındır. Hiç küçük kız havası yok onda.&lt;br /&gt;- Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi, ilgi istemeye utanırlar. En ciddi yada en yaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka vardır. Yeter ki sen o tatlı kızı sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil. Ve o küçük kızı asla aldatma. Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuşkuyla bakar. Küçük kızlar hem çabuk mutlu olurlar hemde çabuk kırılırlar. Çok narindir onlar. Hoyrat elleri sevmezler. Yumuşak dokunuşları severler. &lt;br /&gt;- Bu tavsiyeni deneyeceğim. Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum.&lt;br /&gt;Bazen işlerim çok yoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum.&lt;br /&gt;- Bu sadece bir bahane. O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay işi.&lt;br /&gt;Çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur. Sen o küçük kızı mutlu ettiğinde karşılığını fazlasıyla alırsın. Artık o seni rahat ettirmek için elinden gelen gayreti gösterir. Karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz. Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmelidir. &lt;br /&gt;Düşünsene somurtkan, mutsuz, sürekli söylenen biriyle yolculuğa çıksan ne kadar mutlu olabilirsin. &lt;br /&gt;- Haklısında bende bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum.&lt;br /&gt;- Yine para, yine dış sebepler. Evet para önemli ve gerekli ama kadınlar para için erkekleri sevmezler. Para geçici mutluluklar verir. Kadınlar hediye almayı severler. Paran varsa hediye al tabi. Ama hediyeyle mutlu olmasını bekleme. Hediyenin yanına sevgini katmazsan hediyenin bir anlamı yoktur. Benim hiçbir zaman çok param olmadı. Günlük kazandım günlük yedik. Bazen aç kaldığımız günler oldu. &lt;br /&gt;Hiçbir zaman karımın kulaklarına altın küpe takamadım ama her zaman aşk sözleri fısıldadım ve mutlu ettim onu. &lt;br /&gt;Adam ayağa kalktı.&lt;br /&gt;- Bana müsaade, artık gitmeliyim, karım merak eder. Sende git evine küçük kızın gönlünü al, belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp duruyordur. &lt;br /&gt;- Bülent de ayağa kalktı. Kuvvetlice elini sıktı.&lt;br /&gt;- Sizi tanıdığıma çok memnun oldum.&lt;br /&gt;Elini bıraktı koluna girdi. Yolun karşısındaki pastaneyi gösterdi.&lt;br /&gt;- Hadi gel eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım, dedi.&lt;br /&gt;Pastayı aldılar. Adam hayatında ilk defa karısına yaş pasta götürmenin mutluluğuyla, bin bir teşekkür ederek evginin yolunu tuttu. Bülent de pastanenin yanındaki manavdan karısının en sevdiği meyvelerden aldı. &lt;br /&gt;Evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuş su içiyordu. Bülent hiç konuşmadan meyveleri büyükçe bir tabağa döküp yıkadı., sonra eşinin önüne koydu. &lt;br /&gt;- Bunlar dünyanın en şanslı meyveleri, dedi.&lt;br /&gt;İnci hiç konuşmadı.&lt;br /&gt;- Sorsana &quot;niye&quot; diye.&lt;br /&gt;İnci kızgın kızgın:&lt;br /&gt;- Niye? Diye sordu.&lt;br /&gt;- Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadının midesine gidecek, dedi gayet ciddi bir ses tonuyla. İnci şaşırmıştı. Bir anda yüzünün ifadesi yumuşamıştı. &lt;br /&gt;- Bunlar senin sevdiğin meyveler, senin için aldım.&lt;br /&gt;- Hayret bir şey! Her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın. Benim hangi meyveleri sevdiğimi iyi hatırlamışsın. Aslında bu beklediğim istediğim bir şeydi. &quot;bak senin sevdiğin meyveleri aldım&quot; &lt;br /&gt;Ama şimdi kıymeti yok. Çünkü sana çok kırgınım, meyve alarak gönlümü alamazsın.&lt;br /&gt;- Özür dilerim seni kırdığım için.&lt;br /&gt;Sonra Bülent yere diz çöktü.&lt;br /&gt;- Cezam neyse razıyım. Ama bir tek şey istiyorum senden. Seni delice seven bu adamı senden mahrum etme. &lt;br /&gt;- Bülent yere çömelmiş, boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu.&lt;br /&gt;İnci kıkır kıkır gülmeye başladı.&lt;br /&gt;- Affetmek o kadar kolay değil. Bakalım hangi cezalara katlanabileceksin, dedi.&lt;br /&gt;Bülent işte o zaman ona muzip muzip bakan eşinin içinde sakladığı küçük kızı gördü.&lt;br /&gt;Bundan sonra her şey daha farklı olacak diye düşündü.&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/08/mutlu-olmak-isteyen-erkek-once-hayat.html</link><author>noreply@blogger.com (Gökkuşağı)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMK_wxjACanbCvosD-tCQpG9se9Z9o-fxhj6p7Ujk7xhy7jwrmb7LTV33Zc78UHJTcGmNbbDBlFrpGW76LUZ8JrdVgbrKMkYyv2Fa27TxzsCWFnZrx2XA2YOwel0F-5fyBBWgZsVpcCLlx/s72-c/images.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-4900868244318622112</guid><pubDate>Tue, 25 May 2010 15:49:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-05-25T18:57:20.540+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">İlginç ve garip haberler</category><title>YAZ GELDİ ;HERKESİ İLGİLENDİREBİLİR?*</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvyO5EA_ZDB9hCKQk5A1FFAl6-HU3SlOZlJbYIvuY4jvOEGJxNpVVmAKWurUVQf4QoHBIgSt8R9_iIWtsItm7nTuGn3-2-PX_UkRTUHQ4KXUYUy987biv-fzOF6_bg40-s0Ov5zz6aoP8/s1600/klima%5B1%5D.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 350px; height: 331px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvyO5EA_ZDB9hCKQk5A1FFAl6-HU3SlOZlJbYIvuY4jvOEGJxNpVVmAKWurUVQf4QoHBIgSt8R9_iIWtsItm7nTuGn3-2-PX_UkRTUHQ4KXUYUy987biv-fzOF6_bg40-s0Ov5zz6aoP8/s400/klima%5B1%5D.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5475237277614698850&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;*Arabaya biner binmez klimanin nicin hemen acilmamasi gerektigi teknik bilgilerle aciklanmis&lt;br /&gt;Arabanıza bindikten sonra lütfen camlarınzı açınız ve hemen klimayı açmayınız. Yapılan bir araştırmaya göre, arabanın gösterge paneli,koltuğu , Benzen yayan hava temizleyicileri (araba kokuları), Kansere sebep olan bir zehirdir (kanserojen - arabanız içinde ısınmış plastiklerin solunması olarak not alınmıştır). Kanser sebebine ilave olarak, kemiklerinizi zehirler,kansızlığave lösemiye sebep olur. Kanser riskinin artması ayrıca hamile bayanlarda düşüğe de neden olabilir.* &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;İç mekanlarda (kapalı ortamda) kabul edilebilir Benzen seviyesi her(0,093m2) sq.ft&#39;de 50mg dır. Pencereleri kapalı park etmiş bir arabanıniçinde 400-800mg Benzen içermektedir. Fakat 60 F ( 15,5 C derece) dereceüzerinde bir sıcaklıkla güneşin altında park ettiyse Benzen seviyesi2000 - 4000mg üzerine çıkar. Bu da kabul edilebilir seviyenin 40 katıdır. Ve arabaiçine giren insanlar bu aşırı miktardaki zehiri çaresiz bir şekilde içineçekerler.*&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Arabanın içine girmeden önce camları açmanızı ve içerdeki havanın dışarıyaçıkmasına zaman verilmesi önerilir. Benzen böbrek ve karaciğerinizietkileyen bir zehirdir ve bu zehirli maddenin vücudunuz tarafından dışarıatılması çok zordur&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;alıntıdır&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/05/yaz-geldi-herkesi-ilgilendirebilir.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhvyO5EA_ZDB9hCKQk5A1FFAl6-HU3SlOZlJbYIvuY4jvOEGJxNpVVmAKWurUVQf4QoHBIgSt8R9_iIWtsItm7nTuGn3-2-PX_UkRTUHQ4KXUYUy987biv-fzOF6_bg40-s0Ov5zz6aoP8/s72-c/klima%5B1%5D.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-3976536953347798468</guid><pubDate>Tue, 04 May 2010 19:46:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-05-04T23:01:51.040+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">ŞİRİNEMDEN SEÇME SÖZLER VE YAZILAR</category><title>KOCA TİPLERİ :))</title><description>&lt;strong&gt;Kadın akşam işten çıkar. Çocuğu yuvadan alır. &lt;br /&gt;Markete geçer ıspanak alır. Koştura koştura eve döner.&lt;br /&gt;Çocuğu soyar, elini yüzünü yıkar. &lt;br /&gt;Kendi üstünü değiştirir. Mutfağa koşar. &lt;br /&gt;Bir yandan ıspanakları yıkar bir yandan çocuğun sorularına&lt;br /&gt;ve ihtiyaçlarına cevap verir. &lt;br /&gt;Bir yandan sofrayı hazırlar… &lt;br /&gt;O DA NE YOĞURT ALMAYI UNUTMUŞTUR! &lt;br /&gt;Yoğurtsuz ıspanak olmaz Hemen kocasını arar&lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYRsfguvkNmeO4-xahw2tKbfwF0g0M9GyP1W8Ul1epLdijkK9KZbjJ4VF4qGE3ApWfMizW_B87zIq5AqVQatHX-7L4fxuIZGT3FZmrWKfzFHYyRQSlkRYzHfMrVmK4VBNTRrSay2_0vNw/s1600/image002.gif&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 356px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYRsfguvkNmeO4-xahw2tKbfwF0g0M9GyP1W8Ul1epLdijkK9KZbjJ4VF4qGE3ApWfMizW_B87zIq5AqVQatHX-7L4fxuIZGT3FZmrWKfzFHYyRQSlkRYzHfMrVmK4VBNTRrSay2_0vNw/s400/image002.gif&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5467504151329083346&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Kocadan Kocaya değişen cevaplar:&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;1) Ben geç geleceğim. Toplantım var. &lt;br /&gt;Yoğurtsuz yiyin&lt;br /&gt;( laçkalaşmış koca)&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;2) Ben geç geleceğim Çok üzgünüm, &lt;br /&gt;tühhhhhh şimdi ıspanak da yoğurtsuz olmaz ki.&lt;br /&gt;E, yoğurt getireyim kapıdan bırakayım hemen döneyim, &lt;br /&gt;toplantı bu, kaçırsam olmaz. Mazallah dağlara taşlara &lt;br /&gt;işten atılma sebebim olur, sonra yoğurt dökecek &lt;br /&gt;ıspanak bile bulamayız&lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikTwFJtc5VMmBTIywASMYPkxdyoMnpKNF2_gAplGbVa9PYUEnU4jbJF6IpirWUzP1FzP2rcp_dWSKQLmuPLVoXmVqmMrVeN2uSr-9FLXKGSYxIP2TJnMI8sGDVhdOcS0xhaSfE6YMWOyQ/s1600/image003.gif&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 62px; height: 113px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikTwFJtc5VMmBTIywASMYPkxdyoMnpKNF2_gAplGbVa9PYUEnU4jbJF6IpirWUzP1FzP2rcp_dWSKQLmuPLVoXmVqmMrVeN2uSr-9FLXKGSYxIP2TJnMI8sGDVhdOcS0xhaSfE6YMWOyQ/s400/image003.gif&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5467504625975938530&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;( aldatan koca ya da eve gelmemek için bahane &lt;br /&gt;arayan koca ,ama bi yandan da vicdanı sızlayan koca.. )&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;3) Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor........ &lt;br /&gt;(İşte bu aldatan koca)&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;4) Mendebur kadın ıspanağı aldın da yoğurdu niye almadın! &lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4U252dxuFMcPt1d36lI1ladNHjOfSvXpC06AY88IegTZU54r9eVaR6mvL5_7wUgLZ0YWu5lyXllxuI4wZQJLhH5PyJ4_2Mv3x-Z6z_yP7szX6rTKj9PYtwSQkgEBH3Sl_MGKb-zlW7qo/s1600/image004.gif&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 160px; height: 168px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4U252dxuFMcPt1d36lI1ladNHjOfSvXpC06AY88IegTZU54r9eVaR6mvL5_7wUgLZ0YWu5lyXllxuI4wZQJLhH5PyJ4_2Mv3x-Z6z_yP7szX6rTKj9PYtwSQkgEBH3Sl_MGKb-zlW7qo/s400/image004.gif&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5467504877719651810&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt; &lt;strong&gt;(&quot;kazma&quot; tipi koca )&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;5) Igggghhhh yine mi ıspanak. Otlaya otlaya sığır olduk &lt;br /&gt;(&quot;kalas&quot; tipi koca)&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;6) Tamam alırım &lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;                         &lt;strong&gt;[Monotonlaşmış koca)&lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSuS8tIM4GsF_3wUSxcO_D2HfTpjOqfZYt-OZfjNxo6OjYs4RQMLqN51xRlEx4AuzaHXXwbMYcF5wBDQEGH85M4EHiGxQaPk_AdlC-O6LrdiuwaMaey_xylKiXxMZW1Lr_8Zlk3AXQVbU/s1600/image005.gif&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 72px; height: 129px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSuS8tIM4GsF_3wUSxcO_D2HfTpjOqfZYt-OZfjNxo6OjYs4RQMLqN51xRlEx4AuzaHXXwbMYcF5wBDQEGH85M4EHiGxQaPk_AdlC-O6LrdiuwaMaey_xylKiXxMZW1Lr_8Zlk3AXQVbU/s400/image005.gif&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5467505138102501554&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;7) Tamam alırım başka bir şey lazım mı?&lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;                               &lt;strong&gt; (Normal koca)&lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuzKKWMd2tuMymUB2OzeEdpC7C50FqA-jr1kK6mdO19aH9yaJe4uJp_z28oXeOag5s1R2iN1iPhUmYSPsQief-EKxBAbZXfgRveSYE4esDjytPhnxBIQAI9a8ivYX55BrscynfUssUEMI/s1600/image006.gif&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 100px; height: 100px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuzKKWMd2tuMymUB2OzeEdpC7C50FqA-jr1kK6mdO19aH9yaJe4uJp_z28oXeOag5s1R2iN1iPhUmYSPsQief-EKxBAbZXfgRveSYE4esDjytPhnxBIQAI9a8ivYX55BrscynfUssUEMI/s400/image006.gif&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5467505416355498914&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;8) Tamam hayatım alırım başka bir isteğin var mı?&lt;/strong&gt; &lt;br /&gt;                          &lt;strong&gt;(  İdeal koca)&lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8wFWGhGsAHbPZzIDaSM_LPGoz1HElyw9md4h3Xzqi6k1XIO0Quag0AgUaxsPiTbWN5uhnVH1b_gRsMrXOuzfMhMOg0-uSfUusp0K0Itkt-3GckMEubugyH4F-1od-D0wLnTuqG6KLF8g/s1600/image007.gif&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 150px; height: 113px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8wFWGhGsAHbPZzIDaSM_LPGoz1HElyw9md4h3Xzqi6k1XIO0Quag0AgUaxsPiTbWN5uhnVH1b_gRsMrXOuzfMhMOg0-uSfUusp0K0Itkt-3GckMEubugyH4F-1od-D0wLnTuqG6KLF8g/s400/image007.gif&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5467505709287341330&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;9) Aman canııım, ıspanakla mı uğraştın? &lt;br /&gt;Yapmadıysan bırak ya dışardan söyleyelim&lt;br /&gt;ya da dışarıda yiyelim &lt;br /&gt;(Yok böyle bi koca) &lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheVblrdNfZQg5dU9aB3q4U6V4txbb7POzOEtEQYKMB1u-iE-tX4HsF_LNrdeoKvfx-IeGMgACYFDvYB5OhNzq_YPyu8YfTBLnMRjNSXdCgXb-tqMeqD940epomCyw706tBJMXLklt628w/s1600/image008.gif&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 242px; height: 350px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheVblrdNfZQg5dU9aB3q4U6V4txbb7POzOEtEQYKMB1u-iE-tX4HsF_LNrdeoKvfx-IeGMgACYFDvYB5OhNzq_YPyu8YfTBLnMRjNSXdCgXb-tqMeqD940epomCyw706tBJMXLklt628w/s400/image008.gif&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5467505964774886770&quot; /&gt;&lt;/a&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/05/koca-tipleri.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYRsfguvkNmeO4-xahw2tKbfwF0g0M9GyP1W8Ul1epLdijkK9KZbjJ4VF4qGE3ApWfMizW_B87zIq5AqVQatHX-7L4fxuIZGT3FZmrWKfzFHYyRQSlkRYzHfMrVmK4VBNTRrSay2_0vNw/s72-c/image002.gif" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-771152889837230681</guid><pubDate>Tue, 04 May 2010 19:35:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-05-04T22:46:15.224+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">ŞİRİNEMDEN SEÇME SÖZLER VE YAZILAR</category><title>HANIMLAR DİKKATT......</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqsq2VqXcIBo0ZJFILtVnuOmDp76emmC-cYn0Nbsf2v_BE52ceEjatXyC3G5SFgMfAYW6zWlmzqT1O_keGQjx4EULFTqWn0Nnu5tG8FyobNUiUgjgS-a_euAE4KJoIE3ifdd11EUwyAUI/s1600/yusuf_ustaoglu-ayna.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 295px; height: 400px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqsq2VqXcIBo0ZJFILtVnuOmDp76emmC-cYn0Nbsf2v_BE52ceEjatXyC3G5SFgMfAYW6zWlmzqT1O_keGQjx4EULFTqWn0Nnu5tG8FyobNUiUgjgS-a_euAE4KJoIE3ifdd11EUwyAUI/s400/yusuf_ustaoglu-ayna.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5467503507204458946&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt; &lt;strong&gt;Aklınızda Bulunsun.....   Bilhassa hotel veya elbise provası yapılan yerlerde dikkatli olunuz.... .   Son yıllarda özellikle Amerika, tüm Avrupa ülkeleri ve ülkemizde de yaygınlaşan çift yönlü ayna kullanımı hakkında bir uyarıdır... Kaldığınız otelin odasında veya girdiğiniz soyunma kabinindeki ayna acaba sıradan ve normal bir ayna mı, yoksa diğer taraftan birinin sizi izlediği çift yönlü bir ayna mı? Bunu anlamanın basit ve pratik bir yolu var; Parmağınızı tırnağınız ayna yüzeyine gelecek şekilde aynaya dokundurun.   Eğer tırnağınız ile tırnağınızın aynadaki yansıması arasında bir *boşluk varsa sorun yok demektir, bu normal bir **ayna....* Eğer tırnağınız ile tırnağınızın aynadaki yansıması arasında bir *boşluk yoksa *yani &quot;tırnağınız ve aynadaki görüntüsü doğrudan birbirine temas ediyorsa dikkat* ! IZLENIYORSUNUZ* !!! Aman dikkat, Özellikle hanımlar...&lt;/strong&gt;&lt;br /&gt;alıntıdır</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/05/hanimlar-dikkatt.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqsq2VqXcIBo0ZJFILtVnuOmDp76emmC-cYn0Nbsf2v_BE52ceEjatXyC3G5SFgMfAYW6zWlmzqT1O_keGQjx4EULFTqWn0Nnu5tG8FyobNUiUgjgS-a_euAE4KJoIE3ifdd11EUwyAUI/s72-c/yusuf_ustaoglu-ayna.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-5355975657122393787</guid><pubDate>Tue, 04 May 2010 19:31:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-05-04T22:35:11.402+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">İlginç ve garip haberler</category><title>DUNNING-KRUGER SENDROMU</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjY8H0Q-zNp-aMsqGpyf98p6pSKoOuf5C1iwezIj2STV5yHxe2UCtZgTzICVRT-eyDtvvsBVW8t-Ms-TjSNHGF242On17nPR0mJ5jnC5OOfvddGmiGLmWApldV3ERGsiZ-N0c_MlZWrdAE/s1600/6ad85ae8757ca869c6c61f754801b7c5.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 282px; height: 400px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjY8H0Q-zNp-aMsqGpyf98p6pSKoOuf5C1iwezIj2STV5yHxe2UCtZgTzICVRT-eyDtvvsBVW8t-Ms-TjSNHGF242On17nPR0mJ5jnC5OOfvddGmiGLmWApldV3ERGsiZ-N0c_MlZWrdAE/s400/6ad85ae8757ca869c6c61f754801b7c5.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5467500670054024146&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;DUNNING-KRUGER SENDROMU Televizyon izlerken birilerine bakıp da, &quot;bu adam bu sığlıkla nasılburalara kadar gelebilmiş&quot; diye düşündüğünüz oldu mu hiç? Ya daişyerinizde sizinle aynı veya daha üst aşamada bir görevde olanbazıları, sizde büyük bir şaşkınlık uyandırdı mı?.. Onlara bakıp, &quot;bucahillik, kendinibilmezlik nasıl fark edilmez?&quot; diye iç geçirdiniz mi? Justin Kruger ve David Dunning adlı iki ABD&#39;li, bu hissi çok yaşamışolacak ki, iki psikiyatri uzmanı 10 yıl kadar önce bir teori ortayaattı: &quot;Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır.&quot; Ve bunun üzerine bir araştırma başlatıldı. Fizyolojik ve zihinselalanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı: Niteliksiz insanlar, ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler. Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir. Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerinigörüp anlamaktan da âcizdirler. Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksizinsanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar. Bitmedi... Cornell Üniversitesi&#39;ndeki öğrenciler arasında bir test yapıldı veklasik &quot;nasıl geçti?&quot; sorusuna öğrencilerden yanıtlar istendi... Soruların yüzde 10&#39;una bile yanıt veremeyenlerin &quot;kendilerinegüvenleri&quot; müthişti! Onların, &quot;testin yüzde 60&#39;ına doğru yanıtverdiklerini&quot; düşündükleri; hattâ &quot;iyi günlerinde olmaları halindeyüzde 70 başarıya bile ulaşabileceklerine inandıkları&quot; ortaya çıktı. Soruların yüzde 90&#39;ından fazlasını doğru yanıtlayanlar ise &quot;enalçakgönüllü&quot; deneklerdi; soruların yüzde 70&#39; ine doğru yanıtverdiklerini düşünüyorlardı. Tüm bu sonuçlar biraraya getirildi ve Dunning-Kruger Sendromu&#39;nunmetni yazıldı: &quot;İşinde çok iyi olduğuna&quot; yürekten inanan &#39;yetersiz&#39; kişi, kendini veyaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağıişlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine, her şeyinhakkı olduğunu düşünür! Ancak, bu &#39;cahillik ve haddini bilmeme&#39; karışımı, meslekî açıdanmüthiş bir itici güç oluşturur. &#39;Eksiler&#39;, kariyer açısından &#39;artıya&#39; dönüşür. Sonuçta, &#39;kifayetsizmuhterisler&#39; her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler. Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında&#39;fazla alçakgönüllü&#39; davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlerekendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler...Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler...Muhtemelen üstleri tarafından da &#39;ihtiras eksikliği&#39; ilesuçlanırlar... &quot; Ne olur, fazla mütevâzı olmayın!.. &quot;Siz de çevrenize şöyle bir bakın&quot; diyeceğim ama, eminim bu satırlarıokurken bile aklınızdan bir dolu yüz, bir dolu isim geçti... Bence Dunning ile Kruger&#39;in, bu çalışmalarıyla 2000&#39;de Nobel yerineHarvard Üniversitesi&#39;nin Ig Nobel&#39;ini alma nedeni &quot;cahilolmamaları&quot;ydı. Gönlümün nobelini bu ikiliye vererek, yazımı Bertrand Russel&#39;ın birsözüyle bitiriyorum: &quot;Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahçakendilerinden emin olmalarıdır.&quot;&lt;br /&gt;ALINTIDIR&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/05/dunning-kruger-sendromu.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjY8H0Q-zNp-aMsqGpyf98p6pSKoOuf5C1iwezIj2STV5yHxe2UCtZgTzICVRT-eyDtvvsBVW8t-Ms-TjSNHGF242On17nPR0mJ5jnC5OOfvddGmiGLmWApldV3ERGsiZ-N0c_MlZWrdAE/s72-c/6ad85ae8757ca869c6c61f754801b7c5.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-3295872963221333410</guid><pubDate>Tue, 04 May 2010 19:27:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-05-04T22:31:00.634+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">İlginç ve garip haberler</category><title>KRİSTOF KOLOMB EVLİ OLSAYDI?</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhmLeMAit6iF6bO5YWq1JmYs52rUhBwlgWYfd3RiBuuT5dl_Pgx8J6nUjuRa69Xr2o3i6hyphenhyphen6iKbjlZdxkOOQoSYQOh2hZV2WDe0gnpmHsag8XjB-yVRcW0RD-JJumOT0qrHuPJyGgOF3xE/s1600/GetAttachment.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 179px; height: 238px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhmLeMAit6iF6bO5YWq1JmYs52rUhBwlgWYfd3RiBuuT5dl_Pgx8J6nUjuRa69Xr2o3i6hyphenhyphen6iKbjlZdxkOOQoSYQOh2hZV2WDe0gnpmHsag8XjB-yVRcW0RD-JJumOT0qrHuPJyGgOF3xE/s400/GetAttachment.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5467499616496447282&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Kristof KOLOMB evli olsaydı belki de Amerika kıtası hiç birzaman keşf edilmeyecekti. Çünkü o meşhur ve macera dolu seyahatınplanlarını yapmak yerine karısının, ona yönelteceği sorularıncevaplarını vermeye çalışacaktı. Peki Kristof KOLOMB &#39;un karısı ona nesorabilirdi :   1. Bölüm soruları : Nereye gidiyorsun? Kiminle gidiyorsun? Niçin gidiyorsun? Nasıl gidiyorsun?   Keşif için gidiyorum. Neyin keşfine gidiyorsun? Niye bir tek sen gidiyorsun?   2. Bölüm soruları : 3. Sen dönene kadar ben ne yapacağım? Ben de seninle gelebilir miyim? Senin kürekçilerin var mı? Personel listeni bana göstersene! Peki ne zaman dönüyorsun? Doğru söyle niçin gidiyorsun?   3. Bölüm soruları: Sen bu seyahatı bensiz planladın değil mi? Bana cevap versene? Bu seyahattan amacın ne? Yoksa biriyle mi kaçıyorsun? Senden nasıl haber alacağım? Senin orada neler çevirdiğin ne malum? Gemide kadın da var mı demiştin?   4. Bölüm soruları : Ben hala neyin keşfin olduğunu anlayamadım? Senden başka keşif yapacak yok mu ? Sen zaten her zaman böyle yapıyorsun! Sen kendini bana karşı ön plana çıkartıyorsun! Ben anlamıyorum keşf edilececek başka bir şey daha kaldı mı ki? Benim kırık kalbimi niye keşf etmıyorsun? (*** Bu maddeye yıldızveriyorumJ)   5. Bölüm soruları : Onu bunu bilmem ben de seninle geleceğim! Yalnız annemler seyahattan dönene kadar bir ay beklemen lazım!   Neden? Çünkü onların da gelmelerini istiyorum! Annemler bugüne kadar hiçbir yeri keşf etmediler!   Olmaz! Kapat çeneni, sen bir damat olarak bunu yapmak zorundasın! Sen gemide kadın da var demiştin. Değil mi?&lt;br /&gt; &lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/05/kristof-kolomb-evli-olsaydi.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhmLeMAit6iF6bO5YWq1JmYs52rUhBwlgWYfd3RiBuuT5dl_Pgx8J6nUjuRa69Xr2o3i6hyphenhyphen6iKbjlZdxkOOQoSYQOh2hZV2WDe0gnpmHsag8XjB-yVRcW0RD-JJumOT0qrHuPJyGgOF3xE/s72-c/GetAttachment.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-1513358651812957058</guid><pubDate>Tue, 04 May 2010 19:14:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-05-04T22:27:07.913+03:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">İlginç ve garip haberler</category><title>SÜPER SÖZLER...</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPD1sJEfEKtuWOYs1Pim4UZyr0p6IMuPH8jJiOg-hgPlop8HAlAwEtburLsmtV6gf6miSz_SOx1eHGnu0aWOd-v_2Adt1r1fqWqk5z55PSCc7EC1Cq5wQ5UxXa6j1r0bejBi2QK7k93lQ/s1600/beyazkirmizi.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 264px; height: 300px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPD1sJEfEKtuWOYs1Pim4UZyr0p6IMuPH8jJiOg-hgPlop8HAlAwEtburLsmtV6gf6miSz_SOx1eHGnu0aWOd-v_2Adt1r1fqWqk5z55PSCc7EC1Cq5wQ5UxXa6j1r0bejBi2QK7k93lQ/s400/beyazkirmizi.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5467498581880729826&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Karanlığın en koyu olduğu bir Aydınlığa en yakin zamandir. &#39;&#39;Picasso 90&#39;ında nefis eserler veriyordu ... Goethe &#39;Dr. Faustus&#39;u 80&#39;inden sonra kaleme aldı ... Verdi &#39;Otello&#39;yu 73 yaşında,&#39; Falstaff&#39;ı 80 yaşında bitirdi ... Sofokles&#39;in &#39;Kral Oedipus&#39;u 80 yaşın eseridir.Mikelanj 80&#39;li yaşlarında hâlâ yaratıyordu ... İngiliz düşünürü Thomas Hobbes, 90&#39;ını geçtikten sonra bile yazdı ...&#39;&#39;   Elbet hepimiz bu isimler gibi olamayız, ama ABD&#39;li ünlü komedyenGeorge Carlin &#39;in tavsiyelerinden yararlanabiliriz: &quot;1. Zorunlu olmayan sayıları çöpe atın: yaş, kilo, boy. Doktorunuzdüşünsün onları. Bunun için ücret alıyor sizden. 2. Sadece neşeli arkadaşlarınız olsun. Suratsızlar, negatifler sizi aşağı çeker. 3. Öğrenmeyi sürdürün: Bilgisayar, el sanatları, bahçecilik, ne olursa.Beyniniz Atıl kalmasın. Atıl kafa, iblisin tezgâhıdır. İblisin adı da, alzheimer&#39;dır. 4. Küçük şeylerden zevk almaya bakın. 5. Sık sık, uzun uzun, vargücünüzle gülün. Soluksuz kalıncaya kadar gülün. 6. Gözyaşları olacaktır. Katlanın, yas tutun, başka yaşantılara geçin .. 7. Sevdiklerinizle doldurun çevrenizi: aile, kedi, köpek, kuş, balık, yadigârlar, müzik, bitkiler, hobiler,ne olursa. Eviniz sığınağınızdır. Tadını çıkartın. 8. Sağlığınızın kıymetini bilin. İyiyse üstüne titreyin. Bozuksadüzeltin. Siz kendiniz düzeltemiyorsanı z yardım sağlayın. 9. Vicdan azabından uzak durun. Çarşı pazarda gezin, komşu illerde dış ülkelerde dolaşın, ama sakınsuçluluk, pişmanlık duygusuna yönelmeyin. 10 .. Sevdiğiniz insanlara onları sevdiğinizi söyleyin, Her fırsattahissettirin. &quot; &#39;&#39;Ve hiç unutmayın ki yaşam, aldığımız soluklarla değil, soluk kesenanlarla ölçülür&#39;&lt;br /&gt;ALINTIDIR&#39; &lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/05/super-sozler.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhPD1sJEfEKtuWOYs1Pim4UZyr0p6IMuPH8jJiOg-hgPlop8HAlAwEtburLsmtV6gf6miSz_SOx1eHGnu0aWOd-v_2Adt1r1fqWqk5z55PSCc7EC1Cq5wQ5UxXa6j1r0bejBi2QK7k93lQ/s72-c/beyazkirmizi.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-6581257376195932328</guid><pubDate>Tue, 16 Mar 2010 13:26:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-03-16T15:35:30.508+02:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">İlginç ve garip haberler</category><title>HUZURLU OLABİLMEK İÇİN YARDIMCI UNSURLAR...</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivrC4RcvZmrddXGyTsnZC4EhRkaroSqfOUXLMfAtKxbCirKtzvblIfrl0kE2wbM9VCePDbKUd8WUJt4TmY2NjBnj2UUNo96TQdcmphwD3L_ID72eLx-cp7PIILUECTzUTEB9czr5L2Qqk/s1600-h/_huzur1.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 308px; height: 301px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivrC4RcvZmrddXGyTsnZC4EhRkaroSqfOUXLMfAtKxbCirKtzvblIfrl0kE2wbM9VCePDbKUd8WUJt4TmY2NjBnj2UUNo96TQdcmphwD3L_ID72eLx-cp7PIILUECTzUTEB9czr5L2Qqk/s400/_huzur1.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5449224537796223426&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Her türlü hastalığın kaynağı huzursuzluktur:&lt;br /&gt;* Tedirgin edici duygular ve endişelerin yarattığı gerilimle yaşayan insan,&quot;Ne olur, bir parça sakin kalabilsem!&quot; dediği halde bunun için ne yapacağınıbilemez. Aslında basit bir kaç adımla sakinleşmek hiç de zor değil. *Nefesinizi dinleyin:* Nefesinizin sesine konsantre olduğunuzda, soluk alıp verdiğinizi gerçektenduyduğunuzda, kendinizi son derece huzurlu hissedeceksiniz. Bunun için derinsoluk alın. Ve bir çiçeği kokladığınızı hayal ederek nefesi içinize çekin. &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Vakti gelince endişelenin:&lt;br /&gt;* Endişelerin çoğu gelecekle ilgilidir. Birçoğu asla gerçekleşmeyecekolayların etrafında dönüp durur. Bu nedenle yaşadığınız zamana konsantreolun. Böylece &quot;gelecek&quot;, kendi başının çaresine bakacaktır. &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;*Nane için:&lt;br /&gt;* Eğer daha uyarıcı olan kahve veya siyah çay içmeyi tercih ediyorsanız,sakinleşmeyi unutun, boşa harcanan zaman demektir. Ya da nane çayı gibibitkisel çayları tercih ederek sakinleşmeye yardımcı olun.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Hassas ayakkabılar giyin:&lt;br /&gt;* Herhangi bir refleksolojist size gerçek rahatlamanın ayaklardan başladığınısöyleyecektir. Açıkça görülüyor ki, rahat ayakkabılar giymek, hiç ayakkabıgiymemiş olmak kadar rahatlatıcıdır&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Her şeyin içinde en iyiyi arayın:&lt;br /&gt;* İnsanlarda ve olaylarda en iyiyi aramayı alışkanlık haline getirin. Bu basityaklaşımın sizi sakinliğe götürecek iyimserlik ve pozitiflik yarattığınıanlayacaksınız&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Tara ve tarat:&lt;br /&gt;* Birinin saçlarını taramak için vakit ayırın. Daha iyisi, kendi saçlarınızıtarayın veya başkasına taratın. Yavaşça, metotlu ve uzunca. (Taramak birkaçsakinleştirici akupresür noktaya temas ederek mesaj etkisi yaratır vetekrarlanması daha çok işe yarar.)&lt;br /&gt;alıntıdır&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/03/huzurlu-olabilmek-icin-yardimci.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEivrC4RcvZmrddXGyTsnZC4EhRkaroSqfOUXLMfAtKxbCirKtzvblIfrl0kE2wbM9VCePDbKUd8WUJt4TmY2NjBnj2UUNo96TQdcmphwD3L_ID72eLx-cp7PIILUECTzUTEB9czr5L2Qqk/s72-c/_huzur1.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>1</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-4288473931494513506</guid><pubDate>Tue, 16 Mar 2010 13:21:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-03-16T15:26:00.601+02:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">İlginç ve garip haberler</category><title>KİMLİK FOTOKOPİSİNİ KULLANIRKEN DİKKATLİ OLUN...</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwcncrH4Op7jNR58QzNzFe_KHnK9J64lG7IjlPDahXVqsZQSU_u3HL25Y8xzFuw0A3zPp1WR7YvRfjdZKFsOnsmlqfBWOWBYFHa4ghOeCcOs6a5i_En_Iz6-O44HCiW1iCX0BI-QrNEUY/s1600-h/kimlik.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 230px; height: 165px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwcncrH4Op7jNR58QzNzFe_KHnK9J64lG7IjlPDahXVqsZQSU_u3HL25Y8xzFuw0A3zPp1WR7YvRfjdZKFsOnsmlqfBWOWBYFHa4ghOeCcOs6a5i_En_Iz6-O44HCiW1iCX0BI-QrNEUY/s400/kimlik.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5449221925650351906&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;KİMLİK Fotokopisi KULLANIRKEN UYANIKLARA YEM olmayın!Bildiginiz gibi artık her kurumda işlem yaparken, telefon hattı Alırken, biryerlere abone olurken, kargo alıp-verirken, havale işlemlerinde .. vs. kimlik Fotokopisi istenmekte ..Ya da kendilerini garantiye alıyorlar ve işleri hızlandıyorlar Aslında bu yasal değil, sadece koca formu doldurmak yerine kimliğinizin fotokopisini iliştiriyorlar o belgelere ...Sebep HERNEYSE ... Sonuçta artık Kimlik Fotokopisi ile çok işlem yapılması alışmış bir durum oldu artık ...Peki bu kimlik fotokopiniz ile başkası neler yapabilir diye düsündünüzmü hiç?Birkaç örnek verecek olursak:-Adınıza bir yerlere üye olunabilir.-Adınıza abonelik açılabilir.-Sizi bir şey için kefil edebilirler.-En çok görülen vakalardan biri de şu: ADINIZA BİR SÜRÜ TELEFON HATTI AÇTIRIP, AÇIK HAT OLARAK SATABİLİRLER! ve bu hatları alanlar herhangibir suç işlediklerinde direk hat sahibi yani Kimlik Fotokopisi şapka kullanılarak adına açılan kişi zan altında kalmaktadır. (zatensiz de telefoncularda açık hat satıldıgına Sahit olmussunuzdur)-ve bunun gibi birçok örnek .. Peki kendimizi korumak, kimlik bilgilerimizle istegimiz dışında işlemyapılmasını önlemek çok mu zor? Elbette değilBasit ve etkili bir yöntem var:  Mesela 05xx1234567 nolu telefon hattını aldınız.Formu doldururken ve Kimlik fotokopisini verirken, FOTOKOPİDE,KİMLİĞİN ÖN VE ARKA yüzündeki BOŞ alanlaraSADECE 05XX1234567 Hıttin ABONELİK İŞLEMLERİ / AKTİVASYONU İçindiryazıp Paraf atmanız sizi koruyacaktır. Veya: SADECE 01/01/200X NOLU, XXXXMİKTARLI HAVALE İşlemi İçindir .. VB. ŞEKLİNDE NOT TUTMANIZ iyi bir önlem olacaktır ...(çevrenizdekileri uyarmayı unutmayınız)&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/03/kimlik-fotokopisini-kullanirken.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwcncrH4Op7jNR58QzNzFe_KHnK9J64lG7IjlPDahXVqsZQSU_u3HL25Y8xzFuw0A3zPp1WR7YvRfjdZKFsOnsmlqfBWOWBYFHa4ghOeCcOs6a5i_En_Iz6-O44HCiW1iCX0BI-QrNEUY/s72-c/kimlik.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-7770838644206807059</guid><pubDate>Tue, 16 Mar 2010 13:18:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-03-16T15:21:53.987+02:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">HİKAYELER</category><title>BAŞARI SADECE PARAYA BAĞLI DEĞİLDİR....</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4KiP6y9MotB_wBHUTqSgLwp1ZTq7JGmUgg7_GUKq95ToPE67SbFUow3lTCR5pY1g4wH7Iqrixz0UidfAOvDChi3hj6HFaRSEnG09hRAxKWN_HSb1Lkr54W4-NNW-dPtq034qmBzf93Bc/s1600-h/ismailulvi_lider.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 231px; height: 310px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4KiP6y9MotB_wBHUTqSgLwp1ZTq7JGmUgg7_GUKq95ToPE67SbFUow3lTCR5pY1g4wH7Iqrixz0UidfAOvDChi3hj6HFaRSEnG09hRAxKWN_HSb1Lkr54W4-NNW-dPtq034qmBzf93Bc/s400/ismailulvi_lider.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5449221277917050546&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;İş adamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen şimdi büyük olansadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasılkurtulacağını düşünmeye başladı. Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu. &#39;Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli... Benimle P ayla şmak ister misin?&#39; diye sordu yaşlı adam. İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da, &#39;Sana yardım edebilirim&#39; dedi. Çek defterini çıkardı. İşadamının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de şöyle dedi: &#39;Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin.Hadi al&#39; dedi. Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu. İşadamı elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza ise John Rockefeller&#39;e aitti, yani o gün için dünyanın en zengin adamına. &#39;Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim&#39; diye düşündü. John Rockefeller&#39;e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi. Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu. Onun kasasında olduğunu bilmenin güveniyle yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Büyük küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri doğurdu. Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koyabilmişti. Takip eden ayla rda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para kazanmayabaşlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü. Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü p ayla şacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı. Hemşire &#39;Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir&#39; dedi. &#39;Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockfeller olduğunu söylüyor&#39; diye ekledi. Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı. İşadamı şaşkın bir şekilde öylece durdu kaldı. Sanki donmuştu. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işleralmış, yapmış ve satmıştı.Birden, hayatının akışının değiştiren şeyin para olmadığını fark etti.Hayatını değiştirenin yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı. başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardır.&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/03/basari-sadece-paraya-bagli-degildir.html</link><author>noreply@blogger.com (şirinem)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4KiP6y9MotB_wBHUTqSgLwp1ZTq7JGmUgg7_GUKq95ToPE67SbFUow3lTCR5pY1g4wH7Iqrixz0UidfAOvDChi3hj6HFaRSEnG09hRAxKWN_HSb1Lkr54W4-NNW-dPtq034qmBzf93Bc/s72-c/ismailulvi_lider.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>1</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-5684667079521426625</guid><pubDate>Sat, 13 Mar 2010 21:22:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-03-13T23:25:42.379+02:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">ŞİİRLER</category><title>Hayat bu, daha ne olsun ?</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCXQZUW1n1aCG-rx-bKoosQKIOaQ7q2bizZemu8d-Uytz1o1lLOqtRn3b0aDHFrG7Idd_lztMIFOvYTuiYCv5w4GFMdN4NZp-Pr8ri1kbCOHybiXVEBrlDY2dQWn56QpJ3qwz4CwNFs8q2/s1600-h/HAYAT+BU.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 236px; height: 320px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCXQZUW1n1aCG-rx-bKoosQKIOaQ7q2bizZemu8d-Uytz1o1lLOqtRn3b0aDHFrG7Idd_lztMIFOvYTuiYCv5w4GFMdN4NZp-Pr8ri1kbCOHybiXVEBrlDY2dQWn56QpJ3qwz4CwNFs8q2/s320/HAYAT+BU.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5448232724494347234&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Oyle sabah uyanir uyanmaz yataktan firlama&lt;br /&gt;Yarim saat erkene kurulsun saatin.&lt;br /&gt;Kedi gibi gerin, ohh ne guzel yine uyandim diye sevin...&lt;br /&gt;Pencerini ac, yagmur da olsa, firtina da olsa nefes al derin derin.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Yuzune su carpma, adamakilli yika yuzunu serin serin...&lt;br /&gt;Geceden hazir olsun, yarin ne giyecegin.&lt;br /&gt;Ona harcayacagin vakitte bir dilim ekmek kizart,&lt;br /&gt;Cek kizarmis ekmek kokusunu icine,&lt;br /&gt;Bak guzelim kahvaltinin keyfine.&lt;br /&gt;Ayakkabilarin boyali olsun, kokun mis,&lt;br /&gt;Once sana guzel gelsin aynadaki siluetin..&lt;br /&gt;Cik evinden neseyle, karsina ilk cikana gulumse, aydinlik bir gun dile.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Sonra kos git isine, dunden, onceki gunden,&lt;br /&gt;Hatta daha da eskiden yarim ne kadar isin varsa hepsini tamamla,&lt;br /&gt;Ohhh soyle bir hafifle&lt;br /&gt;Bir guzel kahve ismarla kendine,&lt;br /&gt;seni mutlu eden sesi duymak icin &quot;alo &quot;de &lt;br /&gt;Hic isin olmasada ogle uzeri disari cik&lt;br /&gt;Yagmur varsa islan, gunes varsa isin, hatta usu hava soguksa...&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Yuru, yururken saga sola bak, oylesine degil, gorerek bak&lt;br /&gt;Cicek gorursen kokla ,kopek gorursen oksa &lt;br /&gt;cocuk gorursen yanagindan makas al.&lt;br /&gt;Sonra, soyle bir dusun, kimler sana yol acti, &lt;br /&gt;sen cok darda iken kimler seni ferahlatti, &lt;br /&gt;hani kapini kimsenin calmadigi gunlerde kimler kapini tiklatti?&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Ne kadar uzun zamandir aramadin onlari degil mi?&lt;br /&gt;Hadi hemen ugrayabilirsen ugra, arayabilirsen ara&lt;br /&gt;Hatirlarini sor, oyle laf olsun diye degil, kucaklar gibi sor...&lt;br /&gt;Bu sadece onlarin degil, senin de yuregini isitacak, &lt;br /&gt;yuzunde guller actiracak.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Gunun guzeldi degil mi? Aksamin da guzel olsun... &lt;br /&gt;Yemegin ne olursa olsun, masanda illaki kumas ortu olsun..&lt;br /&gt;Saklama tabaklari, bardaklari misafire&lt;br /&gt;Sizden ala misafir mi var bu dunyada ?&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Ailecek kurulun sofraya, oyle acele acele degil, &lt;br /&gt;vazife yapar gibi hic degil,&lt;br /&gt;Soyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, &lt;br /&gt;eksik biraktiklarini tamamlar gibi tadina var aksaminin...&lt;br /&gt;Gece evinde, dostlarin olsun&lt;br /&gt;Sohbetin yemegin, kahkahan olsun...&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Arkadasim,&lt;br /&gt;hayat bu, daha ne olsun?&lt;br /&gt;Ama en once ve illa ki saglik olsun! &lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Can Yucel&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/03/hayat-bu-daha-ne-olsun.html</link><author>noreply@blogger.com (Gökkuşağı)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCXQZUW1n1aCG-rx-bKoosQKIOaQ7q2bizZemu8d-Uytz1o1lLOqtRn3b0aDHFrG7Idd_lztMIFOvYTuiYCv5w4GFMdN4NZp-Pr8ri1kbCOHybiXVEBrlDY2dQWn56QpJ3qwz4CwNFs8q2/s72-c/HAYAT+BU.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item><item><guid isPermaLink="false">tag:blogger.com,1999:blog-3850031191061868395.post-8303407023262206459</guid><pubDate>Sat, 13 Mar 2010 21:14:00 +0000</pubDate><atom:updated>2010-03-13T23:20:36.065+02:00</atom:updated><category domain="http://www.blogger.com/atom/ns#">İlginç ve garip haberler</category><title>NEDEN DÖRDÜNCÜ PARMAK ?</title><description>&lt;a href=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmF_pCDmK-rzCr-78fVvnA28IYJ6uVfsIbw5Mw7ZZa-Wu_CdUQD6f3Ax72CWcw7NMUd7k2wBeTVPHM1TdOEIjpmRkGNSDcjYo21rYwtD19n25fe7JPfRWjmWo_uMic8nqTegFO0mCr5jV0/s1600-h/alyans.jpg&quot;&gt;&lt;img style=&quot;display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 120px;&quot; src=&quot;https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmF_pCDmK-rzCr-78fVvnA28IYJ6uVfsIbw5Mw7ZZa-Wu_CdUQD6f3Ax72CWcw7NMUd7k2wBeTVPHM1TdOEIjpmRkGNSDcjYo21rYwtD19n25fe7JPfRWjmWo_uMic8nqTegFO0mCr5jV0/s320/alyans.jpg&quot; border=&quot;0&quot; alt=&quot;&quot;id=&quot;BLOGGER_PHOTO_ID_5448230774636821554&quot; /&gt;&lt;/a&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;&lt;strong&gt;Alyans neden dördüncü parmağa takılır?&lt;br /&gt;Bunun, Çinliler&#39;in anlattığı çok güzel ve inandırıcı bir açıklaması varmış...&lt;br /&gt;Başparmak, anne-babanızı,&lt;br /&gt;İşaret parmağı, kardeşlerinizi,&lt;br /&gt;Orta parmak, sizi,&lt;br /&gt;Dördüncü parmak (yani yüzük parmağı), hayat arkadaşınızı,&lt;br /&gt;Ve serçe parmak, çocuklarınızı temsil eder.&lt;br /&gt;ilk önce avuçlarınızı birbirine bakacak şekilde açın. Orta parmakları bükün ve sırt sırta birleştirin. Daha sonra kalan dört parmağınızı da açıp, uç uca getirin&lt;br /&gt;Şimdi, anne babanızı temsil eden başparmaklarınızı ayırmaya çalışın... Açılacaktır, çünkü anne babanız sizinle birlikte ömür boyu yaşamayacaktır. Er ya da geç onlardan ayrılmak zorundasınız.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Baş parmaklarınızı önceki gibi birleştirip, kardeşlerinizi temsil eden işaret parmaklarınızı ayırın. Onlar da ayrılacaktır, çünkü kardeşleriniz kendi ailelerini kurup, ayrı bir hayat seçer.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;İşaret parmaklarınızı birleştirip, çocuklarınızı temsil eden serçe parmaklarınızı ayırın. Onlar da ayrılıcak, çünkü çocuklar da evlenir ve bir gün kendi hayatlarını kurar.&lt;br /&gt;&lt;br /&gt;Son olarak serçe parmaklarınızı birleştirip, eşlerinizi temsil eden yüzük parmaklarınızı ayırmaya çalışın. Ayıramadığınızı görünce şaşıracaksınız. Çünkü karı-kocalar hayat boyu bir arada yaşarlar... İyi günde ve kötü günde... Hastalıkta ve sağlıkta... Ölüm onları ayırıncaya kadar&lt;/strong&gt;</description><link>http://aysed.blogspot.com/2010/03/neden-dorduncu-parmak.html</link><author>noreply@blogger.com (Gökkuşağı)</author><media:thumbnail xmlns:media="http://search.yahoo.com/mrss/" url="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmF_pCDmK-rzCr-78fVvnA28IYJ6uVfsIbw5Mw7ZZa-Wu_CdUQD6f3Ax72CWcw7NMUd7k2wBeTVPHM1TdOEIjpmRkGNSDcjYo21rYwtD19n25fe7JPfRWjmWo_uMic8nqTegFO0mCr5jV0/s72-c/alyans.jpg" height="72" width="72"/><thr:total>0</thr:total></item></channel></rss>

If you would like to create a banner that links to this page (i.e. this validation result), do the following:

  1. Download the "valid RSS" banner.

  2. Upload the image to your own server. (This step is important. Please do not link directly to the image on this server.)

  3. Add this HTML to your page (change the image src attribute if necessary):

If you would like to create a text link instead, here is the URL you can use:

http://www.feedvalidator.org/check.cgi?url=http%3A//aysed.blogspot.com/feeds/posts/default%3Falt%3Drss

Copyright © 2002-9 Sam Ruby, Mark Pilgrim, Joseph Walton, and Phil Ringnalda